gösterilmeksizin işten çıkarıldı. İşçiler hastane önünde eylem gerçekleştirdi.
İşçiler adına konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sağlık iş kolunda, özel hastanelerde son derece düşük ücretlerle olumsuz çalışma koşullarında çalışan ve bu koşulları değiştirmek için işçilerin, anayasal hakkını kullanarak sendikalı olduklarını vurguladı. Koç Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan 3 işçinin sendikalı olduğu için atıldığını belirten Çerkezoğlu taşeron çalışmaya değindi ve şunları ifade etti:
“Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, angaryaya son verilmesi ve hepsinden önemlisi de yıllardır sağlık iş kolunda mücadelesini verdiğimiz, ‘sağlıkta taşeron olmaz’ diyerek kamuda, özel sektörde mücadelesini verdiğimiz taşeron çalıştırmanın bu hastanede de ortadan kaldırılması ve tüm sağlık çalışanlarının temizlik, hemşire, doktor demeden, bütün sağlık çalışanlarının kadrolu, güvenceli bir çalışmaya kavuşması. İşte bu taleplerle bu mücadeleye başladılar ve sendikalı oldular. Biz buradan bir kez daha söylüyoruz. Taşeron çalıştırma hiçbir koşulda kabul edilemez.”
Çerkezoğlu son olarak şunları ifade etti:
“Tüm iş kollarında olduğu gibi sağlık iş kolunda da özel sağlık iş kolunda da özel hastanelerde de tüm sağlık işçileri, yaşadıkları bu olumsuzlukları, haksızlıkları, hukuksuzlukları ortadan kaldırmak için sendikamızın ve DİSK’in çatısı altında birleşmeye devam ediyor ve sağlık iş kolunda da insanca yaşayacağımız sendikalı bir çalışma ortamını hep birlikte yan yana, omuz omuza kuracağımızı burada bir kez daha ifade ediyoruz. Koç Üniversitesi yönetimini de bu yanlıştan dönmeye ve arkadaşlarımızı derhal işbaşı yaptırmaya çağırıyoruz.”
“Haklıyız, mutlaka kazanacağız”
Ardından işten çıkarılan Suna Erkoçak konuştu. 6 yıldır hastanede çalıştığını söyleyen Koçak şunları defalarca yönetimle taşeron arasında çözüm aradıklarını belirtti. İşyerinde yaşanan sorunları aktaran Koçak şöyle devam etti:
“En son artık bir çözüm bulunması gerekiyordu ve sendikaya üye olduk. Sendikaya üye olduğumuz andan itibaren defalarca mobbing, ‘yapmayın, etmeyin, biz sizi zaten kadroya alacağız, uymayın bunlara’ diye defalarca bizi karaladılar, yalnızlaştırdılar. Mobbingi çoğalttılar. İş yükümüzü çoğalttılar, azarladılar, hep parmak gösterdiler bize. Yaparsanız böyle olur, yaparsanız şöyle olur ve en nihayetinde işimden de oldum ama şunu bilsinler: Ben işimi almadan şuradan şuraya gitmeyeceğim. Bunu iyi bellesinler. Diyorlar ya Koç Holding, işte kadın projelerinin arkasında, ‘Biz bu kadar sosyal projede yer aldık’. Yalan. Nerede? Ben görmüyorum. Ben kadın değil miyim, biz kadın değil miyiz? Kimin haddine benim etek boyum, saçım, makyajım kimin haddine? Korkmasınlar, seslerini çıkarsınlar. Buradan onlara sesleniyorum. Korkmayın arkadaşlar. Arkamızda sendika var. Kadınız, haklıyız, mutlaka kazanacağız.”