AKP’nin seçim öncesinde “kadrolu işçi” vaadiyle toplumda yaratığı beklentilerin aldatmaca olduğu çok geçmeden ortaya çıktı. Yüz binlerce işçinin kadro hayali bir kez daha yalan oldu.
Hatırlanacağı gibi, geçmişte belediye ve kamudaki taşeron işçileri, her 2 veya 3 ayda bir yeni bir firma ile yeni bir sözleşmeye tabi oluyorlardı. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 450 bin işçi, taşeron çalışmadan neredeyse farksız biçimde 4/B ve 4/D statülerinde devlet kadrosuna alınmış, süreleri en az 3 yıla çıkarılan yeni toplu iş sözleşmeleri imzalanmıştı.
Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olan karayollarındaki işçiler, çıkarılan düzenlemede kapsam dışı kaldı. Geçen Mayıs ayında 15 bin taşeron karayolu işçisi ülke genelinde eyleme geçmişti. Ağır ve uzun çalışma saatlerine maruz kalan karayolu işçilerinin 4 senelik sözleşmeleri sona erdi. Yeni dönem için ihaleyi kazanan firma, kıdem tazminatını talep eden işçilerin işine son vereceği tehdit ve şantajında bulundu.
Karayollarındaki çalışma koşulları
“Otoyol, devlet ve il yolları ile ilgili diğer kanunların tahmil ettiği işleri yapmak” adı altında bakım, onarım, ıslah, güvenlik, temizlik gibi tüm işlerde “anahtar teslim” ihale usulü ile binlerce taşeron işçisi çalışıyor.
Ağır şartlar altında çalışan karayolu taşeron işçilerinin çalışma saatleri bir gündüz ve bir gece olmak üzere iki sabit ekibe ayrılı. Gündüz mesai saati 8 saatken, akşam çalışma mesaisi saat 18.00’de başlayarak sabah 05.00’e kadar sürüyor. Yani toplam 11 saat oluyor. Kuru bir asgari ücrete reva görülen işçilere hiçbir sosyal hak verilmiyor. Öğle yemeği verilmediği gibi, servisler işçileri sadece çalıştığı şubeye bırakıyor. Geri kalan her şey işçiye ait. Zor çalışma koşulları ve düşük ücretlerden kaynaklı olarak bu alanda sürekli işçi sirkülasyonu yaşanıyor. Koşullardan kaynaklı, çalışan taşeron işçilerin çoğunluğunu emekliler oluşturuyor.