Aralarında TOMİS ve DEV TEKSTİL’in de bulunduğu birçok sendika işkence yapılarak gözaltına alınan Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı’nın serbest bırakılması için eylem yaptı.
Kadıköy Süreyya Operası önünde yapılan eylemde “Kanber Saygılı yalnız değildir! Serbest bırakılsın!” yazılı pankart açıldı. Eylemde ilk olarak söz alan Limter-İş Genel Sekreteri Hakkı Demiral, Saygılı’nın uğradığı saldırının işçi sınıfına ve mücadelesine yönelik olduğunu vurguladı. Ardından söz alan Limter-İş Sendikası’nın Avukatı Önder Özgür, Saygılı’nın gözaltına alınma sürecini ve dosya kapsamında suçlamaların ne olduğu hakkında bilgisi olmadıklarını belirtti. Saygılı’nın kölece çalışma ve yaşam koşullarına karşı verdiği mücadeleye dikkat çeken Özgür, yarın (12 Mart) sabah 9.00’da İstanbul Adliyesi önüne çağrı yaptı.
Saygılı’nın 9 Mart sabahı evi basılarak gözaltına alındığı hatırlatılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kanber Saygılı’nın gözaltına alınmasına ilişkin ne gerekçe gösterirlerse göstersinler biz gerçek gerekçenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Gerçek gerekçe Kanber Saygılı’nın ve DİSK/Limter-İş sendikasının yıllardır emekle ve sabırla başta Tuzla Tersaneler bölgesi olmak üzere yurdun dört bir yanında sürdürdüğü mücadeledir. Bu mücadele hem işçilerin insanca yaşayacak ücret ve güvenceli çalışma koşullarına kavuşması mücadelesidir hem de iş cinayetlerine karşı “Artık yeter! Çalışırken ölmek istemiyoruz!” diyerek yürüttüğü mücadeledir. İSİG Meclisi’nin açıkladığı rapora göre daha geçtiğimiz ay yani Şubat ayında en az 144 işçi kardeşimiz iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
İş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımız en çok tersanelerde, gemilerde, inşaatlarda ve madenlerde bu duruma maruz kalıyorlar. Çünkü sömürünün sınırsızlaştığı, en temel İSİG önlemlerinin dahi alınmadığı iş kolları üzerinden patronlar bu yöntemle yani maliyeti kısarak kar elde ediyorlar. Yani patronlar bizleri yalnızca bir maliyet kalemi olarak görüyorlar. Ancak Kanber Saygılı bu gidişata dur demek için mücadele ediyordu ve mücadele etmeye devam edecek.”
Sendikal mücadelenin hak olduğunun altı çizilen açıklama şöyle devam edildi:
“Sendikacılık, sendikal örgütlenme, işçilerin hak ve özgürlük mücadelesini yürütme suç değildir, bunca yoksulluğun ve güvencesizliğin yaşandığı günümüz koşullarında en temel hakkımızdır. Kanber Saygılı bu bilinç ve hakla hareket etmiş, yıllardır gecesini gündüzüne katarak işçiler için, işçilerle birlikte mücadele etmiştir. İşçilerin en genel çıkarları doğrultusunda siyaset de yapmıştır, yapacaktır. Siyaseti sadece zenginlere, patronlara, yandaşlara hak gören, işçiye yalnızca sınırlı bir seçmenlik hakkı tanıyan bu düzen karşısında işçilerin siyasetini yapmak da haktır, meşrudur.
Biz aşağıda imzası bulunan 13 sendika başta olmak üzere, işçilerin hak ve özgürlükleri için mücadele eden herkesin Kanber Saygılı’nın yanında olduğunu beyan ediyoruz ve bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söylüyoruz. Kanber Saygılı yalnız değildir!”
Basın metninin okunmasının ardından mücadele eden sendikaların saldırıların hedefi olduğu belirtilerek “Sokakta mücadele eden sendikaları yalnız bırakmayacağız” denildi.
Eylem boyunca “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Kanber Saygılı serbest bırakılsın!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı.
İmzacı sendikalar şu şekilde:
“Limter-İş, Enerji-Sen, Basın-İş, Dev Yapı-İş, Sosyal-İş, Dev Turizm-İş Marmara Şubesi, Emekliler Sendikası, DGD-Sen, Kataş-Sen, DEV TEKSTİL, Sinesen, TOMİS, İnşaat-İş.”
Kızıl Bayrak/ İstanbul