Kamu emekçileri ihraçları ve direnişi tartıştı

KHK ile ihraç edilmelerine karşı direnen KESK üyesi kamu emekçileri, direniş sürecini tartıştı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 16 Aralık 2017
  • 21:06

KESK üyesi emekçiler gerçekleştirdikleri panel ile KHK saldırılarına karşı devam eden direnişin nasıl güçlendirileceğini tartıştı.

Saat 17.00'de sendikanın salonunda yapılan panele KHK direnişçileri Aslı Akdemir, Abdullah Şenyuva ve Hüseyin Demir’in yani sıra Yapı Yol Sen Şube Başkanı Kaan Dinç konuşmacı olarak katıldı. Saldırılara ve KHK'lara değinerek paneli açan Dinç'in ardından sözü Abdullah Şenyuva aldı.

KESK'in tarihinin en büyük saldırılarından biriyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Şenyuva, bu bilinçle bir mücadele örgütlemenin önemine dikkat çekti. 44 hafta önce başlayan direnişi işlerine geri dönene kadar sürdüreceklerini söyleyerek iş yerlerinde hâlâ çalışmakta olan emekçilerin huzursuz olduğunu belirtti. Çalışan emekçilerle temasın zayıf olduğunu dile getirerek bunu aşmak için adım atmak gerekliliğine değindi. OHAL Komisyonu aldatmacasını da teşhir eden Şenyuva, ilk ihraç edildiğinde bir boşluğa düştüğünü ancak direniş sayesinde ayakta kaldığını ve bu süreçte çok şey öğrendiğini söyledi. Çalışan KESK üyelerinin de direnişe destek vermesini istedi.

Hüseyin Demir ise KESK'i direnişe ikna etmek için uyguladıkları basıncı anlatarak ihraç edilenlerin kararlılığı olmasa bu direniş kararının KESK tarafından alınmayacağını söyledi. OHAL sürecinde kimseye sormadan, izin almadan bu eylemleri başlatmalarının önemli olduğunu belirtti.

Salt protesto ve icazetli bir anlayışla sonuç alınamayacağını vurgulayan Demir, fiili-meşru mücadelenin esas alınmasının gerekliliğine işaret etti. Yıllardır kamuda uygulanmak istenen saldırıların OHAL sürecinde hayata geçirildiğini belirterek mücadeleyi iş yerlerine taşıyarak yaratılan sindirilmişliği parçalamak gerektiğini söyledi.

Sendika yönetimlerinin bütünlüklü bir program oluşturmamasını eleştiren Demir, toplamda bir programın oluşturulmasının gerektiğini ortaya koydu.

OHAL koşullarına değinerek 1980 darbesinin yarattığı korku ortamının Bahar eylemleri, madenci yürüyüşü gibi fiili mücadelelerle aşıldığını ifade ederek bu bakışla mücadeleyi yükseltmek gerektiğini söyledi. Sendikalara küsmek, uzaklaşmak yerine yönetimlere adım atmaları için baskı yapılması gerektiğini ifade etti.

Aslı Akdemir de imza kampanyası ve iş yerlerindeki bildiri dağıtımlarına değinerek dağıtımların zayıfladığını ancak bunun nedeninin kendileri olmadığını söyledi.

Sendikadan izole edildiklerini, koparıldıklarını ve yalnız kaldıklarını ifade eden Akdemir, KESK içerisindeki “ihraç olan-olmayan” ayrımının ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Hazırladıkları “Hakikatin Gücü” belgeselinde salt kadınlara yer verilmesi eleştirilerinin doğru olmadığını da dile getirerek belgeseli daha fazla kişinin izlememesinin eksiklik olduğuna değindi.

Ardından ise katılımcıların soru ve görüşleri alındı. Çok sayıda kişi bu bölümde söz alırken ihraç kurultayından bir mücadele hattı çıkmaması, bu kurultayı emekçilerin basından öğrenmesi, sendikaların örgütlü bir şekilde mücadeleyi örnekten uzak olması vb. birçok konu hakkında görüşlerin ifade edilmesinin  yanı sıra yayın çıkarılması, direnişle dayanışma komisyonları kurulması, diğer emekçileri de dahil edecek atölyeler kurulması gibi pek çok öneri sunuldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul