-Merhaba. Koronavirüs salgınından kaynaklı sağlık sisteminde ciddi sorunlar yaşandı. Hastaların yaşadığı sorunların yanı sıra sağlık emekçileri ve hastane çalışanları da birçok hak gaspı ile karşı karşıya kaldı. Bir hastane çalışanı olarak koronavirüs süreci sizi nasıl etkiledi?
Ben özel bir hastanenin veznesinde görev yapıyorum. Yaklaşık 10 yıldır da özel hastanelerde doktor asistanlığı ve vezne elemanı olarak düzenli çalışıyorum. Koronavirüs sürecine dair şöyle söyleyebilirim, bizim çalıştığımız hastanede ilk başta çok fazla işçi ücretsiz izne çıkarıldı. Normal zamanda yaklaşık 200 kişi çalışıyoruz. Şimdi hastanede çalışan sayısı 10 kişiye kadar düşürüldü. Tabii ki doktor ve hemşireleri dışta tutarak söylüyorum. Normal zamanda bir bölüme bir kişi bakarken, şimdi 10 bölüme bir kişi bakıyor.
Hastaneler bu süreçte en riskli yerler, bundan kaynaklı hepimiz korkarak çalışıyoruz. Sürecin başında zaten hiçbir şeyi doğru düzgün bilmiyorduk, bilgilendirilmedik. Bu süreç hem maddi hem manevi olarak bizleri çok yıprattı. Kişiye önem verilmedi. En basitinden maske sorununu anlatabilirim. Bizlere doğru düzgün maske verilmedi. Maske her gün değiştirilmesi gerekilen bir şeyken biz maske alamadık, bulamadık. Bir ara ücretli almaya çalışsak bile maske alamadık. Bu yüzden 1 hafta-10 gün boyunca aynı maske ile çalıştığımız zamanlar oldu. Çalıştığımız hastanede yönetim bize hiçbir şekilde maske vermedi.
Şöyle bir duyum da aldık, hatta bunu gören bizzat hastane çalışanları da var. Yönetim aslında maske stokluyor ve bu maskeleri de ücretli bir şekilde satıyordu. Sonunda bize maske verdiler ama o da 5 dakika bile dayanmıyordu, uyduruktan bir maskeydi verdikleri.
Bir başka sorun da maaşlarımız. Bazı arkadaşlarımız maaşlarını alamadılar. İş Kur’un maaş vereceğini söylediler. Bu kadar zaman oldu, bir kuruş bile para ellerine geçmedi ve bu insanların hemen hemen hepsi çocuklu, ev geçindirmeye çalışan insanlar. Yaşadığımız bir diğer sorun da yarım maaş almamız. Çalışma periyodumuz değişti mesela, bazen yarım gün çalışıyoruz bazen bir gün aralıklarla çalışıyoruz. Bundan kaynaklı yarım maaş verdiler ama daha demin de belirttiğim gibi bir kişinin üzerine 10 işi birden yüklediler. Aslında maaşlarımızı arttırmaları bile gerekiyordu. Çalıştığımız saate göre maaş veriyorlar ama bu asla yeterli olmuyor.
-Sağlık alanı piyasalaştırıldığı için çok fazla sorun yaşanıyor. Birçok özel hastanede çalışmış bir emekçi olarak sağlığın ticarileşmesine dair neler söyleyebilirsiniz?
Sağlığın ticarileşmesi sonucu yaşanan sorunları, bizzat gördüğüm onlarca örnek üzerinden anlatabilirim. Bu anlatacağım olay yaklaşık 15-20 gün önce yaşandı. Hastanemizde 18-19 yaşlarında bir kadın doğum gerçekleştirdi. Doğum esnasında ve sonrasında çok zorlu süreçler geçirdi, çok fazla kana ihtiyacı oldu. Yabancı uyruklulardı, Suriyeli bir aileydi. O süreçte en az 100 kişiden kan aldı ama boşa gidiyordu hep, kan kaybı yaşıyordu sürekli. Hastane, kan vermek için gelen her bir kişiden 500 TL ücret istedi. Bu ücretin istenme bahanesi de kanda koronavirüs olup olmadığına bakılması için yapılan ekstra testlerden geçmesi gerekçe olarak gösteriliyordu. Kan veren kişileri getiren kişi, doğum yapan kadının kardeşiydi. En sonunda o kadar zor duruma düştüler ki -çünkü artık paraları da tükeniyordu- en sonunda indirim için baş hekim ile konuşulmasını istediler.
Biz de baş hekimliğe durumu anlatıp indirim yapılıp yapılamayacağını sorduk. Baş hekim ise lütfedercesine “Ya sıkıntı değil 250 TL falan ödesinler” dedi. Sonrasında her gelen kişiden 250 TL para almak zorunda kaldık ama gerçekten insanlar çok zor duruma düşmüşlerdi. Ayrıca koronavirüs testlerinden hiçbir şekilde para alınmaması gerekirken, özellikle bunu bilmeyen kişilerden ücret alındı. Ama hakkını koruyanlardan tabi ki bu ücreti hiçbir şekilde alamadılar. Bu süreçte en basit bir test için bile özellikle yabancı uyruklu kişilerden sürekli 250 TL ücret talep ettiler. Hastanede öyle bir ticaret dönüyor ki aynı testlerde bir kişiden 100 TL alabiliyorlarsa, kandırabildikleri bir başkasında aynı test için 500 TL alıyorlar. Tabi ki bu durum sadece yabancı uyruklular için geçerli değil, dişini geçirebildikleri, kandırabildikleri herkesten aynı ücretleri istiyorlar. İnsana hiçbir şekilde değer verilmiyor, değer verilen tek şey insanın cebindeki parası oluyor.
-Bugün milyonlarca insan ekonomik krizin derinleşmesi ile geçim sıkıntısı yaşıyor. Siz geçinebiliyor musunuz?
Ben asgari ücret ile çalışıyorum, eşim benden biraz daha fazla ücret alıyor. Eşim gıda sektöründe çalıştığı için onlar bu süreçte olumsuz yönde etkilenmediler. Ama eşim üzerinden de şöyle bir durumu anlatmak istiyorum. hafHa sonları sokağa çıkma yasağı olduğu için çalışmamış oldular ama hafta içleri gece 23.00'e, 24.00'e kadar çalıştırdılar. Ayrıca yıllık izinlerini iptal ettiler ve tüm bunları da hafta sonları çalışmamalarını gerekçe göstererek yaptılar. Gecenin bir yarısına kadar çalışmalarına rağmen mesai ücreti dahi vermediler. Haftalık 1 günlük izinleri oluyordu. Onu da iptal ettiler, zaten sokağa çıkma yasağında çalışılmıyor diyerek. Ama o sokağa çıkma yasaklarının acısını öyle bir çıkartıyorlar ki, inanın o iki günde de kesinlikle dinlenemiyorlar. Onların kazançları katlandı ama bizlerin hem maddi hem manevi hiçbir kazancımız olmadı. Hem çalışma şartlarımızdan kaynaklı hem her gün yapılan zamlardan kaynaklı biz de çok ciddi geçim sıkıntısı yaşıyoruz.
Eskiden duyuyorduk ama inanmıyorduk. Şimdi bizzat tanıdıklarımız ya da kendimiz çok zor durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Mesela eşi kuaför olan bir arkadaşım, bu süreçte çok zor bir durum yaşadı. Kuaförler kapanınca ve kızı da işten atılınca gerçekten ceplerindeki 10 TL ile bir anda ortada kaldılar. En sonunda da kredi çekmek zorunda kaldılar. Artık gerçekten hiç kimse geçinemiyor ya da geçinebiliyoruz diyen bile aslında insani bir şekilde yaşayamıyor.
-Son olarak gazetemiz aracılığı ile söylemek istediğiniz bir şey var mı?
10 senedir özel hastanelerde çalışan ve insanlık dışı şeyler görmüş biri olarak söyleyebilirim ki bu virüs, bize sağlık sisteminin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Sağlık en temel insani bir ihtiyaç, fakat bu sanki lüks tüketimmiş gibi para ile satılıyor. Sağlık özelleştirilmemelidir, kamulaştırılmalıdır. İnsanı müşteri gibi gören anlayışa karşı hep birlikte bir şeyler yapmalıyız diye düşünüyorum, sesimizi duyurduğunuz için teşekkür ederiz.
Kızıl Bayrak / İstanbul