Ben Çerkezköy OSB'de kurulu olan, DİSK Tekstil'in “örgütlü” olduğu Hena Tekstil’de çalışan bir işçiyim. Söylediğime bakmayın, burası sendikalı olabilir ama diğer örgütsüz fabrikalarda var olan tüm olumsuz koşullar burada da mevcut.
Bölgede haksızlıklarla, hukuksuzluklara hareket eden patronlarla iş tutan sendikalar var. Bunlardan biri de bizim fabrikamızda mevcut. Burada varlığı ile sermayeye hizmet etme çabası içerisinde. Sendikaların şubeleri patrona hizmet için çalışıyor. Tüm haksızlıklar ve dayatmalar şube aracılığı ve onların temsilcileri tarafından yapılıyor, sermayeye hizmette sınır tanımıyorlar. Size biraz işyerinde var olan sorunlardan ve sorumlularından bahsedeceğim.
İşyerinde oldukça yoğun bir tempoda çalışma var. O makinadan başka bir makinaya sürülüyoruz. Normalde bir işçinin bir işi olurken, bu fabrikada bir işçinin beş tane makinası var. İş yerinde mesailer gırla. Günlük çalışma zamanı 12 saat. Mesaiye kalmamak işten atılma sebebi. İşçi mesaiye kalmak istemediğinde baştemsilci gelip mesaiye zorluyor. Mesaiye kalırsın, paranı elden alırsın, mesailer bordroya girmez. Patron sendika desteği ile böylece vergiyi kolayca kaçırır. Temsilcilerin varlığı ile yokluğu bir, gerçi temsilci yok demek daha doğru olur. İşe ilk girişte iş güvenliği ve işçi sağlığı eğitimi alırız. Ama memurlar damacanadan su içerken bizler kuyu suyu içiyoruz. Arkadaşlarım da ve ben de böbrek rahatsızlıkları yaşıyoruz. İş yerine zaten dışarıdan baktığında iş yeri değil. Yemekler yenilmeyecek derecede bozuk. İşe ilk girişte iş elbisesi dahi vermekten acizler. Fabrikada amirler işçiye hakaret ediyor, “lan” diye hitap ediyor.
Hena Tekstil'de “sendikanın” durumu içler açısı. Sendikaya ancak üç ay sonra üye olabiliyorsun. Üye olduktan sonrada hemen tüm haklardan zaten yararlanamıyorsun. 1. yıl bir ikramiye, 2. yıl iki ikramiye, 3. yıl ancak dört ikramiye alabiliyorsun. Sendika odası ahır gibi, sendikanın bayrakları yerlerde geziyor. Doğru düzgün ne bir sandalye ne de masa var. Sendika odasına köpek maması koymuşlar, etrafta fare ölüleri var, insanın midesi kalkıyor. Fabrikadaki temsilcilerin durumu da vahim. Baştemsilci içeride işçilerin var olan sorunlarla ilgili konuşmasından rahatsız olup konuşanları susturmaya çalışıyor, fabrikayı övüyor. Baştemsilci aynı zamanda Samsunlular Derneği başkanı. Fabrikada AKP borazanlığı dışında bir şey yapmıyor. Görevi patronun haklarını korumak olmuş, işçinin hakkını savunmak yerine işçinin yemekhanede boğazından geçen yemekleri saymakla meşgul.
Bu kadarı bile işçilerin neden sendikalardan uzak durduğunu anlatıyor. Emek savunuculuğu yapması gereken sendikalar böyle yaparsa işçi neden sendikalı olsun. Bölgede tekstil iş kolunda yoğun bir sömürü var, işçiler her yerde aynı sorunlardan dert yanıyor. Yapılması gereken şey sendikalardan patron yanlısı şube başkanlarını da temsilcilerini de kovmaktır. Yoksa biz emek yanlısı mücadeleci işçilerin işi çok zor. Ama ne olursa olsun yılmadan mücadeleye devam.
Çerkezköy Hena Tekstil'de çalışan bir işçi