Ermenek’te cezalar artsa da, esas sorumlular cezasız

Bölge mahkemesine taşınan Ermenek Katliamı davasında, Has Şekerler Madencilik ve Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi şirketlerindeki sorumlu 5 sanığın cezası arttırıldı. Katliamda sorumluluğu olan devlet yetkilileri için ise henüz bir ceza verilmiş değil.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 15 Eylül 2017
  • 11:25

2016 Temmuz’unda sonuçlanan ve madenci ailelerinin itirazı üzerine bölge mahkemesine taşınan Ermenek Katliamı davasında sorumlu şirket sahibi müdür ve mühendislerinin aralarında olduğu 5 sanığın cezası arttırıldı.

Katliamda sorumluluğu olduğu ortaya çıkan fakat davaya dahil edilmeyen devlet yetkilileri ise ceza almış değil.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi’nde 13 Eylül tarihinde karar duruşması görüldü. Mahkeme, tutuklu sanıklardan Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesinin o dönemki müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi teknik nezaretçisi Ali Kurt’un cezalarını 19'ar yıl 3'er aya çıkarttı.

Has Şekerler Madencilik şirketinin maden mühendislerinden, Yavuz Özsoy’un cezası 21 yıla, Cemile Karaca'nın cezası da 14 yıla çıkarıldı. 3 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen ve ardından hakkında tekrar yakalama kararı çıkartılan Yavuz Özsoy hâlâ yakalanabilmiş değil. 5 yıl 6 ay hapis cezası alan aynı şirketin iş güvenlik uzmanı Engin Yetim ise beraat etti.

Katil sermaye devleti

28 Ekim 2014’te meydana gelen, 18 işçinin yaşamını yitirdiği katliama dair dava sürecinde hazırlanan bilirkişi raporu, Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün, ocaktaki ihmalleri önceden tespit ettiğini, fakat gerekli düzenlemelerin yapılmasına dair sorumluluğunu yerine getirmediğini ortaya sermişti.

MİGEM’in yanı sıra AKP’nin dümeninde olduğu sermaye devleti de katliamların önünü açan yasal düzenlemeleri ve denetimlerini eksik bir şekilde yerine getirmesiyle iş cinayetleri ve işçi katliamlarının dolaysız sorumlusu olarak göze çarpıyor. Bu yılın haziran ayında, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ertelenmesi de bunun son örneği olmuştu.