“Ocak ayı zamlarına hazırlanalım:
Fabrika birliklerimizi kuralım! Üretimden gelen gücümüze güvenelim!
2025 yılı yaklaşıyor ve Ocak ayında yapılacak zamlar yaklaştı. Ekonomik kriz ortamında, bu yıl da zengin daha zenginleşirken, biz işçiler ay sonunu zor getiriyoruz. Yalancı TÜİK verilerine göre, yıllık enflasyon %65’e dayandı, temel gıda ürünlerinde ise bu oran çok daha yüksek. Kira, fatura ve diğer harcamalar derken elimizde avucumuzda bir şey kalmıyor. Ay sonunu getiremeden, fazla mesai içinde açlığa ve yoksulluğa itiliyoruz.
Önümüzdeki üç ay kritik. Hakkımızı almak ve Ocak ayında tekrar sefalet zamları ile baş başa kalmamak için şimdiden hazırlanmamız şart.
1. Taleplerimizi netleştirelim!
Öncelikle, işyerinde en büyük sıkıntılarımızı konuşmalı ve taleplerimizi belirlemeliyiz. Yalnızca maaş zammı değil, daha iyi çalışma koşulları, iş güvenliği, sosyal haklar ve fazla mesai ücretleri gibi konular da gündemimizde olmalı. Taleplerimizi belirlerken, fabrikanın geneline hakim olmalı ve taleplerimizi birleştirmeliyiz.
2. Taban örgütlenmesi için adım atalım!
Fabrikalarda işçi arkadaşlarımızla daha fazla bir araya gelmeliyiz. Patronların ve yönetimden birilerinin bizim yerimize karar vermesine izin vermemeliyiz. Taban örgütlenmesini inşa etmeliyiz. İşçilerin doğrudan katılımıyla kararlar almak, bizi daha güçlü kılar. Kendi komitelerimizi kurarak sorunlarımızı tartışmalı, fabrikada ortak bir ses çıkarmalıyız. Unutmayalım ki biz birlikte hareket edersek, sıkılı bir yumruk gibi davranırsak taleplerimizi kabul ettirebiliriz.
3. İşten atmalara karşı hazırlıklı olalım!
Zam döneminde işverenler her zaman işten çıkarma tehditleriyle karşımıza çıkabilir. Bu yüzden her işçi kardeşimizin yanında olmalı, işten atmalara karşı bir savunma mekanizması oluşturmalıyız. İşten atılan işçi arkadaşlarımızın yalnız bırakılmaması, hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini unutmamalıyız. Bunun için tek bir işçinin dahi iş hakkına yapılacak saldırıyı kabul etmemeliyiz. Arkadaşım yoksa, üretimde yok şiarı ile birleşmeliyiz.
4. Üretimden gelen gücümüze güvenelim!
Biz işçiler fabrikaların asıl sahipleriyiz; çünkü üretimi biz yapıyoruz! Eğer biz üretimi durdurursak, hiçbir şey işlemez. Bu gücümüzü kullanmalı, gerektiğinde iş bırakma, grev gibi eylemleri planlamalıyız. Ancak bu noktada örgütlü ve kararlı olmalıyız. Fabrikalarda dayanışmayı artırmalı, birbirimize güveni her daim diri tutmalıyız.
Hep birlikte mücadeleye!
Ocak ayına kadar önümüzdeki bu üç ayı çok iyi değerlendirmeliyiz. Taleplerimizi netleştirip, örgütlenmemizi güçlendirip, işten atma tehditlerine karşı hazırlıklı olmalıyız. Birlik olduğumuzda kapitalist aç gözlülere karşı durabilecek en büyük güce sahibiz: Üretimden gelen gücümüz! Bu gücümüze güvenerek, hep birlikte mücadele edelim ve hakkımız olanı alalım! Ege İşçi Birliği ile birlikte Ocak ayında kaderimizi elimize alalım.”