Türkiye 5 Ekim’i hukuksuz öğretmen ihraçları, hak kayıpları ve sürgünler ile karşıladı. Eğitim Enternasyonali’ne üye yüzden fazla ülkede eşzamanlı kutlanan Dünya Öğretmenler Günü’ne ataması yapılmayan yarım milyon öğretmenle giren Türkiye’de öğretmenlerin içinde bulunduğu zor şartlar, son yılların en tepe noktasına ulaştı. Öğretmenlerin toplumsal statüsü ve haklarına yönelik tavsiye kararlarının yer aldığı uluslararası belgenin tarafı olan Türkiye, belgenin imzalandığı tarihten bugüne eğitimcilerin haklarına yönelik yeterli adımları atmadı.
En çok ihraç eğitimde
BirGün’den Mustafa Mert Bildircin’in haberine göre, darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sürecinde çıkarılan ve 16’sı ihraçları içeren 35 KHK ile toplam 40 bin eğitimci ihraç edildi. Büyük bölümü dayanaktan yoksun olan iddialarla ihraç edilen eğitimcilerin 33 bin 597’sini öğretmenler, 5 bin 925’ini ise akademisyenler oluşturdu. Siyasi ve idari tasarruflarla ihraç edilen öğretmenlerin sayısı, asker ve polis ihraçlarından fazla oldu. Mesleğinden uzaklaştırılan öğretmenler, farklı alanlarda çalışmaları da engellenerek açlığa mahkûm edildi.
Yüz binler atama bekliyor
Bakanlığın verilerine göre, öğretmen açığı 117 bin 403’e ulaştı. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı ise 12 ilin toplam nüfusunu geride bırakarak 438 bine çıktı. Öğrencilerine kavuşmak umuduyla son 16 yılda KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 17’sinin ataması yapıldı.
Ataması yapılmayan 83 öğretmen ise ya başka alanlarda çalışmak zorunda kaldı ya da işsizler ordusuna katıldı. Ataması yapılmadığı için farklı işlerde çalışmak zorunda kalan onlarca öğretmen iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kayıtlara göre en az 52 işsiz öğretmen ise ataması yapılmadığı için yaşamına son verdi.
Güvencesiz istihdam
MEB, öğretmen açığını sözleşmeli ve ücretli öğretmen istihdamını yaygınlaştırarak “kapatma” yoluna gitti. Eğitimde güvencesiz istihdamın kapılarını açan istihdam modelleri kapsamında 64 bin 300 sözleşmeli öğretmen ataması yapıldı. Öğretmen istihdamında yaşanan güvencesizleştirme, öğretmenlerin özlük hakları ve çalışma koşulları arasında farklılıklar ve adaletsizlikler oluşmasına neden oldu. Öte yandan, güvencesiz çalışma kadın öğretmenlerin çalışma koşullarını daha da olumsuz etkiledi ve kadın öğretmenler doğum izni ile süt izni hakkı konusunda da ciddi mağduriyetler yaşadı.