Sendikalaştıkları için işten çıkarılan Migros depo işçileri 96 gündür tüm baskılara rağmen direniyor. Migros işçilerinin seslerini duyurabilmek için yaptıkları eyleme polis saldırmış, işçiler darp edilerek gözaltına alınmıştı. İşçilerin yaptığı “boykot” çağrısı üzerine Migros yönetimi yayın kuruluşlarına bir açıklama servis ederek, çalışanlarının sendikal haklarını koruduklarını iddia etti.
DGD-SEN, Migros yönetimine yazdığı yanıtta Migros depolarındaki taşeron çalışmaya değinerek kadın erkek eşitliği iddialarına şu şekilde cevap verdi:
“Migros’un çatısı altında kadın-erkek eşitliği kurmaca ve manipülosyandan ibarettir. Depolarında yüzlerce kadın çalışmasına rağmen bir tane kadın amir bulunmamaktadır. Erkek amirler tarafından tacize uğradığını beyan eden kadın işçiler yine bir erkek amir tarafından sorgulanmakta ve yaşadıkları tacizi anlatmaya çalışan kadınlar, kendilerini dinleyen amirler tarafından taciz devam ettirilerek anlatım yapmak zorunda bırakılmaktadır. Yine erkeklerle aynı işi yapan kadın işçiler, erkeklerle aynı maaşı aynı primi alamamakta ve yine yasada belirtilen ''Kadın işçiler yeraltında ve depoda çalıştırılamaz'' maddesi yok sayılarak soğuk hava depolarında çalıştırılmaktadır.”
Açıklamanın devamında pandemi sürecindeki çalışma koşullarına değinerek şunlar ifade edildi:
“Pandeminin başından beri depo işçileri günde 16 saat çalıştırılmakta, hafta sonu tatil hakları yok sayılmakta ve depoda vardiya sistemi iş yoğunluğuna ve keyfi olarak sağlanmaktadır. Pandemi boyunca depo işçileri yeterli hijyen ve fiziki mesafe kuralları hiçe sayılarak çalıştırılmakta, 741 depo işçisi sadece iki tuvalet kullanmakta, yeterli sabun ve dezenfetana da ulaşamamaktadır. İş yavaşlatma eylemi iddiası tamamen asılsızdır ve ücretsiz izne kılıf uydurmak için yapılmıştır. İş yavaşlattığı iddia edilen işçiler Migros depolarında aylık yüz saate yakın mesai yapan, performans primi alan işçilerdir ve bordroları bu yazının ekinde bulunmaktadır. Yine bu bordrolarda göreceğiniz mesai saatleri, İş Kanunu'nda belirtilen sürenin çok üzerindedir. Depo işçileri pandemi boyunca Alo 170 hattına yüzlerce şikayet dosyası oluşturmuş hiçbirinden dönüş alamamıştır, şikayet dosyası numaraları tarafımızda bulunmaktadır. 22 işçi arkadaşımızı etik iş anlayışına uymayan hareketler gösterdi diye itham eden Migros yönetimi bu işçiler hakkında bir tane tutanak dahi sunamamıştır. Gıda güvenliğinin depolarda sağlanamadığı sendikamızın sayfasından defalarca yayınlanmış ve Migros yönetimi defalarca depolarda yeterli hijyen koşullarının sağlanması konusunda uyarılmıştır. Depodaki hijyen koşullarının sağlanmaması yeterli temizliğin yapılamaması aynı zamanda depolarda çalışan işçiler açısından da ciddi sağlık riski oluşturmaktadır. Muhataplar, İSİG önlemlerinin alınması konusunda da tarafımızdan ve depolardaki üyelerimiz tarafından ısrarla uyarılmıştır ve şikayetler yapılmamaktadır. Depolardan her gün bir ambulansın çıktığı ve direnişimiz boyunca da kamera görüntüleri ile teyit ettiğimiz şekilde işçilerin hayatını tehlikeye atan, üst düzeyde risk oluşturan işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları olduğunu sosyal medya sayfalarımızdan yayınlanarak Migros yönetimi uyarılmıştır. Migros’un belirttiği gibi hiçbir eylemimiz ne kendi can güvenliğimizi ne de eylem alanında bulunan başka insanların can güvenliğini tehdit etmemiştir. Hem İstanbul Emniyeti'nde hem de Kocaeli Emniyeti'nde yaptığımız tüm eylemlerin görüntüleri bulunmaktadır.”
Migros’ta yaşanan işten çıkarmalara ve hukuksal süreçlere de yer verilen açıklamada son olarak şunlar belirtildi:
“Direnişin talepleri ve çözümü nettir. Hem çözüm önerilerimizi hem de taleplerimizi ısrarla birçok kanaldan Migros yönetimine ve Anadolu Grubu’na iletmekteyiz. Migros gibi bir markanın yalan beyanlarla 22 işçinin hak mücadelesini, tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşım hakkını, her vatandaşın anayasal hakkı olan protesto hakkını hiçe sayarak yazdığı metin ve pratik tutumları ile manipüle etme girişimlerini, devletin zor aygıtları ile direnişi bastırmasını kınıyoruz.”