Bağımsız Maden-İş Sendikası, Kınık Polyak Madencilik'te yaşanan göçük üzerine açıklama yaptı. Kınık Elmedere Köyü’nde bulunan Polyak Maden’de yaşanan sürecin anlatıldığı açıklamada şunları ifade edildi:
“Sendika yöneticilerimiz yaşanan kazanın hemen ardından maden işletmesine varmış. Maden işletmesinin yöneticileriyle, işçilerle görüşmeler yapmıştır. İşletme yöneticilerinin işçileri üretim alanına çağırmasına müdahale ederek riskli çalışma ortamına girilmemesi çağrısı yapmıştır. İşletme Müdürü Serkan Bahçekapılı, genel başkanımız Gökay Çakır’ın işe girmeme çağrısı üzerine, görüşmeyi gelmiş, bu çağrının yerinde olduğunu beyan etmiş. İşçiler, riskli üretim alanına böylelikle sokulmamıştır.”
Bağımsız Maden-İş Sendikası İşletme Müdürü ile görüşmelerini aktarırken yaralı sayısının 37 olarak ifade edildiği ancak 51 kişinin yaralandığını tespit ettiklerini açıkladı. Açıklamada “kaza” nedenine ilişkin şunlar ifade edildi:
“Olayın bir patlama olduğu açıktır. Bunun üzerine sendika yönetimimiz sabah şirket yönetimiyle tekrar bir görüşme yapmış olup yaklaşık bir saat süren görüşmede şirket yöneticisi Serkan Bahçekapılı “olayın bir patlama olmadığını kesinlikle arka oturması diye tabir edilen bir olay olduğunu” ifade etmiştir.”
Sendikanın açıklamasında şunlar vurgulandı:
“1-Polyak Maden İşletmesi, yaşanan bu kaza sonrası riskli durumunu korumaktadır. Bu çalışanların her biri açısından yaralanma ve ölüm riski anlamına gelmektedir. Bu nedenle işletmenin Enerji Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı müfettişlerince ayrıntılı bir denetimden geçirilmeden, denetçilerden çalışılabilir izini alınmadan işçilerin üretime başlatılması çok büyük sakınca taşımaktadır. Bu denetimler yapılmadan yaşanacak her türlü üzücü olayın sorumluluğu işletme yöneticilerine, bilirkişilere, Çalışma ve Enerji Bakanlığı'na aittir. Bu uyarımıza Türkiye halkı şahit olsun.
2-İşletme içerisinde, işletme yönetimin kayırma, tehdit pratikleriyle toplu sözleşme tarafı yapılmış Hak-İş/Öz Maden-İş Sendikası, hiçbir İSİG denetimlerine tabi olmamış, işçiler lehine işletme yöneticilerini uyarmamıştır. Patronların sopası gibi davranan sarı sendikacılık işçilerin hayatının tehlikeye atılmasının önünü açmaktadır. En az işveren kadar sarı sendikada bu olaydan sorumludur. İşveren anayasal hakları bir kenara iterek işçilerin sendikal özgürlüğü konusunda tarafgir davranmaya son vermelidir. Bu husus İSİG kuralları açısından da çok kritiktir.
3-Ayrıca 20 bine yakın madencinin çalıştığı Soma havzasında maden kazaları sonucu oluşacak yaralanmalara, hastalıklara hızlı müdahale edecek tam teşekküllü bir hastanenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Acilen bir Maden Hastalıkları Araştırma Hastanesi oluşturulmalıdır.”