Artık mücadele zamanıdır!

Yaşamak için, ücretsiz sağlık için, nitelikli barınma hakkı için, emeğimizin tam karşılığını almak için hatta bir bardak temiz su için bile mücadeleye ve örgütlenmeye!

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 17 Mart 2020
  • 08:33

Ekonomik kriz, savaşlar, doğal afetler, salgınlar...

Felaketin ortasındayız. Kapitalizmin bizi ulaştırdığı yerdeyiz!

Artık mücadele zamanıdır!

Dünya genelinde bir sarsıntı dönemi yaşıyoruz. Düzenin geçmişte bolca bahsettiği eşitlik, fırsat, adil yaşam gibi gibi yalanların buharlaştığı ve hiç olmadığı kadar teşhir olduğu zamanlardayız. Ekonomik kriz tüm coğrafyalarda az ya da çok hissedilir bir biçimde ilerliyor. İktisadi krizden kurtulmanın  yolu olarak emperyalist savaşlar ilk seçenek olarak sonuçları düşünülmeden her kıtayı sarıyor. Krizler savaşları, savaşlar ise tarihi örneklerine uygun bir biçimde ezilenlerin kitlesel öfkesini açığa çıkarıyor. Yayılmacılık ve işgal ile krizden kurtulma planlarını, açığa çıkan faturanın işçi sınıfına yıkılması gerçekliği tamamlıyor. Kriz ve savaş ikilemi arasındaki mülteciler sınırlarda öldürülüyor, açık denizlerden her gün ölüm haberi geliyor.

Doğal afetler ise yeryüzünde kapitalist hırsın, para ve kârın itekleyici kuvveti ile daha sarsıcı bir hal alıyor. Depremler son zamanlarda ülkemizde birçok kişinin yaşamını yitirmesine sebep oldu. İnce inşaat demiri kullanmaktan deniz kumu ile harç karmaya kadar uzanan daha fazla kâr ve para bakışını denetimsizlik tamamladı. Küçük sayılacak sarsıntılarda dahi emekçiler olarak kendimizi güvende hissedemedik. Diğer ülkeler ise yangınlarla, sellerle, küresel ısınmayla boğuşuyor. Bu hızla üretim ve tüketimin devam etmesi ve gaz salımının devamı halinde 2050 yılına araştırma şirketleri soru işareti ile bakıyor.

Şimdi ise en büyük tehlikelerden birisi ile karşı karşıyayız. Çin'den başlayıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını kapitalist sağlık sisteminin acizliğini ve bencilliğini bir kez daha gösterdi. Sağlığın neoliberalizm ile metalaştığı, kârın ve paranın konusu olduğu bu dönemde işçi ve emekçiler, sağlık hakkını bir kenara bırakın evde temiz suya, bir tane maskeye, ellerini temizleyeceği kolonyaya dahi paraları olmadan ulaşamıyor. Sağlık hakkı elinden alınmış milyonlar herhangi bir küçük tedavi için para harcarken şimdi karşımızda çok daha büyük bir sorun duruyor. Bir de fabrikalarımızda hiçbir önlem alınmaması bu durumu perçinliyor. 

Kapitalizm sınıfsal eşitsizliği geçmişten bu yana özellikle örgütlüyor. Karşımızda olan patron kökenli sınıfsal iktidar işçileri ve emekçileri neredeyse her konuda görmezden geliyor. Son dönemde yaşananlarla ilgili birkaç örnek dahi durumu bizlere açıklıkla anlatacaktır:

•Türkiye'nin ilk on zengini servetlerini milyarlarca dolar katladılar, bizler ise ekonomik krizin altında ezilmeye devam ediyoruz.

•Savaşlarda ölen bizleriz! Savaşta yaşamını yitirenlerin cenazesi her zamanki gibi sıvasız evlerin önünde bekliyor.

• Depremler emekçilerin evlerini, gecekonduları ve köyleri vuruyor. Saraylarda, rezidanslarda, köşklerde çatlak dahi olmuyor. Bizlerin nitelikli barınma hakkı daha fazla zenginlik için yok sayılıyor.

• Koronavirüsün yayılması ile birlikte emekçi katmanların hazırlığı en fazla makarna, bakliyat depolamak olurken, zenginler şimdiden özel doktorları ile sığınaklarına kaçma hazırlığı yapıyor. İki sınıf ve bulaşıcı öldürücü bir hastalığa karşı hazırlık dahi kapitalizmin eşitsizliğini gösteriyor.

İnsanca bir yaşam için daha fazla mücadele!

2020 yılı düzenin maskesini tümüyle düşürdü. Kral çıplak diye bağıranların fabrikalarda, işyerlerinde, rafinerilerde, madenlerde, belediyelerde, atölyelerde artık daha fazla sesini yükseltmesi gerekiyor. İşçi ve emekçilerin emeğinin sömürüsüne dayanan kapitalist düzenin sınıflar arasında derinleştirdiği eşitsizlikler artık son bulmalıdır.

Burada ilk görev kapitalizmin ana can damarı olan üretimde yer alan öncü işçilere düşmektedir! Sağlık, barınma, beslenme gibi temel insani hakların dahi lütufmuş gibi sunulduğu bu düzene karşı mücadele büyümelidir. Çalışma alanlarımızdan başlayarak yaşamı insani bir hale getirmek için örgütlülük tek somut dayanağımızdır. Yaşamak için, ücretsiz sağlık için, nitelikli barınma hakkı için, emeğimizin tam karşılığını almak için hatta bir bardak temiz su için bile mücadeleye ve örgütlenmeye! Ege İşçi Birliği tüm işçileri ve emekçileri birliğini büyütmeye çağırmaktadır.

Ege İşçi Birliği