“...
Bu yüzden, uykularımdan
çalarak yazdığım şiirler,
parfüm kokmaz, bu yüzden
kısadır o çatık kaşlı sözler.
Çektiklerimiz için,
yok ödül filan beklediğimiz
ne de o koca ciltlerinde
resmimiz olsun isteriz
Yalnız yalın anlat öykümüzü
geleceğin insanlarına
yerimizi alacaklara anlat
nasıl cesurduk kavgada.
Kavga amansız ve katı…”
Bu dizeler Bulgaristanlı devrimci şair Nikola Vaptsarov’a ait. Vaptsarov çektikleri için ödül almadı, yaldızlı koca ciltlerde resimleri de yok. Çünkü o bir devrimci ve proleter şairdir. Resimleri “kavga” ansiklopedisine kanla çizildi, dizeleri işçi sınıfının dilinde türküleşti. Biz de onun öyküsünü anlatacağız “yalın” bir şekilde.
Nikola Vaptsarov 24 Aralık 1909’da Prin Dağı eteklerinde, Bansko kasabasında doğdu. Doğduğu yöre bağımsızlık için savaşan komitacıların üssü gibiydi. Vaptsarov’un babası da komitacıydı. Annesi ise eski bir öğretmendi ve dünya edebiyatına hakimdi. Vaptsarov 1916 yılında ilkokula başladı Bansko’da. Öğretmenleri arasında daha sonra bölgede Bulgaristan Komünist Partisi’nin kurucusu olacak Nikola Golev de vardı.
Vaptsarov öğretmeni Golev, annesi ve bölgede bir süre bulunan Sovyet partizan doktor Mayler’den bu dönemde oldukça etkilenir. İlk eğitimini Bansko ve Razov’da tamamlar. 1926’da Deniz Makine Okulu’na yazılır. Bu okulu askeri disiplininden ötürü hiç sevmez, ancak ailesinin ısrarları üzerine bitirir. Diploma töreninde arkadaşlarının temsilcisi olarak okul yönetimini eleştirdiği bir konuşma yapar. Makine okulunu bitirdikten sonra Sofya’da edebiyat öğrenimi görmek ister. Ancak maddi olanaksızlıklardan ötürü bu eğitimi bırakır. Makine teknisyeni olarak Koçerinova kasabasında bir fabrikada çalışmaya başlar. Yazdığı şiirler bu dönemde işçiler arasında yaygınlaşır. 16 saate varan çalışma saatlerine karşın işçiler Vaptsarov’un şiirlerinin okunduğu geceler düzenlerler, bir araya gelirler. Vaptsarov’un şiirlerinin böyle benimsenmesinin bir nedeni onun da bir işçi oluşu ve şiirleri anlaşılmaz ağdalı cümlelerle değil konuşurcasına yazmasıdır.
Vaptsarov bu dönemde illegal Bulgaristan Komünist Partisi ile ilişki kurar ve üye olur. Çalıştığı fabrikada büyük bir grev örgütlenir. Vaptsarov da grevi örgütleyen diğer öncü işçilerle birlikte işten atılır. İş aramaya başlar. Ancak yapılan soruşturmalarda yazdığı şiirler ve komünist kimliği saptandığından işe alınmaz. Ailesi ile Sofya’ya taşınır. Burada da uzun süre işsiz kalır. 11 aylık oğlu bu sırada hastalanır, tedavi ettirecek paraları yoktur. Çocuk hayatını kaybeder, defin parasını işçi arkadaşları karşılar... Sonrasında Vaptsarov, Sofya demiryollarında ateşçi olarak çalışmaya başlar. Burada faşistler tarafından Vaptsarov’a karşı başarısız bir suikast düzenlenir.
Sofya’da diğer yazarlarla tanışır. Daha sonra kendisiyle beraber kurşuna dizilecek yakın arkadaşı yazar Anton Popov ile de burada tanışır. Birlikte parti çalışmalarına daha etkin biçimde katılırlar. Vaptsarov demiryolları parti grubunda görevler almaya başlar. İspanya İç Savaşı’nı yakından takip eder ve İspanya için şiirler yazar. İlk ve tek kitabı Motor türküleri bu dönemde basılır.
1940 yılına gelindiğinde Bulgaristan’da faşistler iktidarlarını sağlamlaştırmıştır. Vaptsarov ise artık bir parti işçisidir. Bansko’ya parti çalışması için gider, orada tutuklanır. Duruşmada beraat eder, ancak Sofya başta olmak üzere büyük şehirlere girişi yasaklanır ve Godeç’e sürülür. Mart 1941’de Almanlar Bulgaristan’a girdiğinde Sofya’ya döner. Bulgaristan Komünist Partisi’nin askeri örgütünde çalışmaya başlar. Bulgaristan’ın faşist polis şefi Geşev’in, partinin askeri örgütüne yerleştirdiği “Kutuzov” isimli ajanı tarafından ele verilir. Kutuzov askeri örgütte teknik sorumludur. Bildiği tüm parti evlerini, şifrelerini ve onlarca üyeyi yakalatır. Bir gecede 82 partili tutuklanır. Vaptsarov da kaldığı evde kardeşi ile birlikte gözaltına alınır, işkence merkezine götürülür. Burada 4 ay boyunca ağır işkenceler görür. 12 arkadaşı ile birlikte faşistlerce yargılanır ve “ölüm” cezasına çarptırılırlar. 23 Temmuz 1942 günü kurşuna dizilmeden birkaç saat önce iki şiir yazar: “Veda” ve “Kavga”.
“Kavga amansız ve katı,
Kavga, dedikleri gibi destansı.
Ben düştüm. Yerimi başkası
alacak… o kadar
Burada, bir kişinin lafı mı olur?
Kurşuna diziliş, dizildikten sonra
kurtlar.
O kadar yalın ve akla yatkın.
Ama birlikte olacağız fırtınada,
halkım, çünkü sevdik seni.”
Kurşuna dizilirken 32 yaşında, dilinde kavgaya duyduğu inançla son bir türkü vardır:
“Kim ki özgürlük mücadelesinde düşerse
O ölmez...”
İ. Y. Gün
Kaynakça: Bir Hayat Fabrikası Kuracağız, Nikola Vaptsarov.