16 yaşında tecavüze uğradığı için hamile kalan F.T.’nin kürtaj talebi, mahkeme tarafından “yaşam hakkı” gerekçesiyle kabul edilmedi.
Rahatsızlanması üzerine hamile kaldığı anlaşılan tecavüz mağduru F.T.’nin ailesi kürtaj başvurusunda bulundu. Doktorlar 10 haftalık yasal sınır geçildiği için yargı kararı istedi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran ailenin talebi kabul edilerek, dosya Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Fakat Sulh Ceza Mahkemesi hakimi, kürtaj için izin vermedi. Mahkeme hakimi başvuruyu ret gerekçesi olarak bebeğin “yaşam hakkını” ileri sürdü.
16 yaşında tecavüz mağdurunun psikolojisini hiçe sayan hakim “Anne yönünden sorun yaratmadığı ve başka bir zorunluluk hali olmadığı sürece gebeliği sonlandırmak ceninin yaşam hakkının ihlali sayılır” dedi.
Hakim kararını, Anayasa’nın 17. ve 90. maddesi gereğince iç hukukun parçası olan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenen “yaşam hakkının korunmasının devletin görevi olması” ve “kararlarda kürtajın bir hak olarak tanımlanmaması” maddelerine dayandırdı.
Tecavüz mağduru bir genç kadının yaşadıkları, dinci-gerici AKP iktidarının kürtaj yasağının sonuçlarına somut bir örnek oldu.