Kadıköy'de 12 Ekim'de tacize uğrayan ve polisin tacizcilerle işbirliği sonucu gözaltına alınarak gece boyu işkence gören kadınlar ve LGBTİ+'lar, İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.
Basın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, iktidarın kadın ve LGBTİ+'lara dönük ayrımcı söylem ve tutumunun daha geniş zeminde de ayrımcılığı körüklediğini belirtti.
Yoleri şunları dedi:
“Kadınlar ve lubunyalar tacize, tecavüze uğrarken şiddete maruz bırakılıp öldürülürken olay yerine saatlerce gelmeyen polis, tacize uğrayan kadınlara müdahale etmek için 5 dakika içinde olay yerine gelmiş, tacizcilere değil kadınlara ve lubunyalara saldırmıştır. Yaşanan bu olay, devam eden ötekileştirme ve ayrımcılık politikalarının bir sonucu olup, kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik şiddeti, işkenceyi ve saldırıları önlemek devletin görevidir.”
Ardından söz alan Ameda Karakuzu, yaşadığı saldırıyı anlatarak şunları ifade etti:
“Size yenilmeyeceğiz. Mahallelerimizi terk etmeyeceğiz. Lubunyalara ve kadınlara karşı artan polis ve devlet şiddetini kabul etmiyoruz. Bizlerin varoluşları, sizin seçim kampanyanız değildir. Maruz kaldığımız şiddete sessiz kalan herkes bu şiddetin failleri kadar sorumludur."
Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği'nden (SPoD) Oğulcan Yediveren de yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
“Bu saldırı tüm LGBTİ+'lara yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırıya karşı da hep beraber karşı duracağımızı herkesin bilmesini isteriz. Bu koşullar altında bu saldırının yeni anlamları da var. Bu saldırı 2015'ten beri hükümetin sürdürdüğü düşmanlık siyasetinin bir sonucudur.”
HDP milletvekili Züleyha Gülüm, bir polis devleti haline gelindiğini belirterek, Rıhtım Karakolu'nda işkencenin yeni olmadığına dikkat çekti. LGBTİ+'lara dönük saldırı dalgasının nefret söylemi ve hedef göstermelerle iktidar tarafından büyütüldüğünü dile getiren Gülüm örgütlenme, dayanışma ve birlikte mücadele çağrısı yaptı.