Kocaeli Kadın Platformu ve Kocaeli İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi, Mehmet Senem tarafından katledilen Hatice Senem eylem gerçekleştirdi.
Eyleme katılanlar adına basın açıklamasını okuyan Elif Sinem Arıkan, “Bizler yoksulluğun, şiddetin, istismarın, ekolojik talanın yangın yerine çevirdiği bu ülkede yalnızca nefes almak için mücadele ediyoruz artık” dedi.
“Ölümle burun buruna yaşamaktan bıktık”
Derince’de henüz 23 yaşındaki Hatice Senem’in evli olduğu Mehmet Senem tarafından işkence edilerek, 9 aylık bebeğinin gözleri önünde öldürüldüğünü hatırlatan Arıkan şunları ifade etti:
“Bizler, etkin bir şekilde koruyucu mekanizmaları geliştirme sorumluluğunu yerine getirmek, soruşturma, kovuşturma süreçlerini etkili biçimde yürütmek bir yana yasaları uygulamayan, kadınları koruyan sözleşmeleri iptal etme kararı alanların cesaret verdiği failler tarafından öldürülen kardeşlerimizin yasını, isyanını taşımaktan, şiddete maruz bırakılmaktan, istismar edilmekten, ölümle burun buruna yaşamaktan bıktık usandık"
“Kadın cinayetleri politiktir”
İstanbul Sözleşmesi için kadınların verdiği mücadelenin geri çevrildiğini hatırlatan Arıkan şu şekilde devam etti:
“‘Kadın cinayetleri politiktir' demeye devam ediyoruz. Failleri ise çoğu zaman en yakınımızdaki erkekler iken, destekçileri erkek yargı, iktidar, ataerkil sistem, biliyoruz. Biz kadınlar her gün AKP iktidarının, kadınlar için oluşturmaya çalıştığı ‘makbul kadın’ dayatmasının erkek şiddetini nasıl beslediğine tanıklık ediyoruz. Bu dönemde kadın bedenine yapılan her türlü müdahalenin, elimizden alınmaya çalışılan yaşamlarımızın, haklarımızın birinci elden sorumlusu olduğuna tanıklık ediyoruz.”
“Suç ortağısınız”
Arıkan konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Sizlerin sözleşmeden çekilme kararınız ardından karakola giderek uzaklaştırma kararı isteyen kadınların çoğu geri çevrildi, adli yardım bürolarına başvuran kadınlardan bununla ilgili yoğun şikayetler alınmaya başlandı. Tedbir kararları gerektiği gibi uygulanmamaya başladı. Korumadığınız için öldürülen her bir kadının kanıyla yazılan sözleşme, haklarımız kadınların ‘ölmek istemiyorum’ çığlığıdır. Kendi hayatına dair karar vermek istediği için öldürülen kadınları yok sayamazsınız. Hepimiz biliyoruz ki kadınları karakollardan geri gönderenler, ‘lezbiyen mezbiyen yok öyle bir şey’ diyenler, kadın düşmanı politika üretenler, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının, kadına yönelik şiddetin, LGBTİQ+’lara yapılan her türlü nefret saldırısının suç ortağıdır.”
“Kadına şiddet yüzde 1400 arttı”
İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açanların, kadın katillerinin değil kadınların önünde duranların, cinayetlerin ve istismarların suç ortağı olduğunu belirten Elif Sinem Arıkan, “Son 10 yılda kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığı ülkemizde 2020 yılında 300 kadın öldürülmüş, 171 kadının ölümü de şüpheli olarak kayıtlara geçmiştir. Yine 2021 yılının ilk sekiz ayında ise 181 kadın cinayeti yaşanırken, 132 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
“Mücadelemizi sürdüreceğiz”
Arıkan son olarak şunları ifade etti:
“Doğayı talan ederek ölümünden sorumlu olduğunuz tüm canlılara, cinayet faillerine verdiğiniz tüm cesarete, ataerkil zihniyetinize rağmen susmuyoruz, susmayacağız. Vahşice katledilen Hatice ve diğer tüm kadınlar adına bir kişi daha eksilmemek ve haklarımıza kavuşmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadın cinayetleri normalleştirilen sisteminizle her gün eksilmemize neden olduğunuz arkadaşlarımız için, yaşamlarımız için mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Eşit ve özgür bir yaşamı mücadelemizle biz kadınlar inşa edeceğiz.”