AKP iktidarı gerici uygulamalarıyla kadına ve çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddetin önünü açarken, kendisinin sorumlu olduğu toplumsal sorunları “çözeceği” iddiasını ve çarpıtmalarını yaymayı sürdürüyor. Dinci-gerici vakıf ve kurumlardaki istismarlara “bir kerelik olay” diye yaklaşarak kendilerini aklayanlar, kadına ve çocuğa yönelik gericilikteki sorumluluklarını örtbas ediyor. Ankara’da 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın cinsel saldırıya uğrayarak hunharca katledilmesinin ardından benzer çarpıtmalar bir kez daha devreye sokuldu.
“Yeni cezaları seçimler nedeniyle ertelemiştik”
Kız çocuğunun katledilmesiyle ilgili konuşan AKP şefi Bekir Bozdağ, hükümet olarak bugüne kadar bu tür cinayetleri önlemeye dönük adımlar attıklarını iddia etti. Bu iddiasına karşın “yeni cezaların” çözüm olacağı yanılsamasını yayan Bozdağ, bu düzenlemeleri de seçimler nedeniyle ertelediklerini söyledi.
Kendilerinin de sorumlusu olduğu toplumsal soruna, Bozdağ’ın sunduğu “çözümler” ise “yeni cezalar”dan ve sorunun “hastalık” olarak çarpıtılmasından öteye gidemedi. Yeni dönemde cezaları arttıracaklarını söyleyen Bozdağ, “Cinsel kastrasyon dediğimiz tedbiri de bütün yönleriyle yeni dönemde devreye sokacağız” dedi.
Diyanet meseleyi “ahiret” ve “mahşer günü”ne öteledi
Dinci gericiliğin önünü açan kurumların başında gelen Diyanet İşleri Başkanlığı da kız çocuğunun katledilmesiyle ilgili açıklama yapmaktan geri durmadı.
Diyanet, “kötülüklerin ahirette ve mahşer gününde hesabının sorulacağı” yönünde sure paylaşarak din tacirliğini bir kez daha ortaya serdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Biz inanıyoruz ki herkes, çağının şahidi ve sorumlusu olarak, iyiliği, emaneti, adaleti ayakta tutma ve kötülükleri bertaraf etme adına yapıp, yapmadıklarından ahirette hesaba çekilecektir. Ancak bütün zalimlerin yaptıklarından hesaba çekileceği mahşer gününde;
'Diri diri gömülen kız çocuğunun hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman' (Tekvîr, 81/8-9) elbette caniler elim bir azaba çarptırılacaktır.”