Baskılar, devlet şiddeti ve tutuklamalar 8 Mart mücadelesini engelleyemeyecek!
Sermaye devleti kadınlara yönelik gericiliği ve baskıları tırmandırmaya devam ediyor. Kadınların sözlerini söylemesine, taleplerini dile getirmesine ve sokakta mücadeleyi büyütmesine baskı ve zorbalıkla karşılık veriliyor. Bunun son örneği Diyarbakır 8 Mart’ında “Direnişi örgütlüyor, özgürlüğe yürüyoruz!” diyerek kitlesel bir eylem yapan kadınların gözaltına alınması ve tutuklanması oldu. Estirilen gözaltı terörünün ardından mahkemeye çıkarılan toplam 11 kadın tutuklandı.
8 Mart öncesinde kadınların farklı alanlarda yürüttüğü mücadelelerde de yine polis terörü estirildi. Farplas’ın kadın işçileri polis şiddetine maruz kaldı, hakaret ve şiddet ile fabrikadan dışarı çıkartılıp gözaltına alındılar. İstanbul 8 Mart’ında Taksim yine yasaklandı ve abluka altında eylem gerçekleşti. Eyleme gelenlerden gözaltına alınanlar oldu…
8 Mart’ın sonrasında da kadınların mücadelesine dönük saldırılar devam etti. Diyarbakır’daki kadınların soruşturma dosyasında 25 Kasım, İstanbul Sözleşmesi ve 8 Mart eylemleri var. Sermaye devletinin saldırı gerekçesi ise; kadınların yaşadığı her türlü şiddetin son bulmasını, hak gasplarının yaşanmamasını ve yaşam hakkına dönük saldırıların sona ermesini talep etmek. Demek ki bunları soruşturan zihniyet bu sorunların devam etmesini istiyor. Ki bu nedenle kadınların yaşadığı her türlü sorunun önünü açıyor.
Fakat tüm bu saldırılar kadınların baskıya, çifte sömürüye, eşitsizliğe ve şiddete karşı verdiği mücadeleyi engelleyemeyecektir. İşçi ve emekçi kadınlar 8 Mart’tan aldıkları güçle mücadelede şu şiarı yükseltmeye devam edecektir: “Vardık, varız, var olacağız!”
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları