Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre İstanbul’da, 65 yaşındaki keman öğretmeni, 18 yaşındaki öğrencisi P.D.’yi rızası dışında dudaklarından öptü ve kolundan tutup alıkoydu.
Çantası ve kemanını alıp kaçan P.D., sinir krizi geçirdiği için arkadaşı tarafından Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Burada “sıkıntı ve şikayetinin olduğuna dair” rapor tutuldu ve ilaç verildi. P.D., daha sonra Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gördü. Hastaneden verilen raporda, “kişide akut stres bozukluğu saptandığı ve ruh sağlığının bozulduğu” ifade edildi. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıklar Hastanesi tarafından genç üniversiteli hakkında “ruh sağlığı bozulmuştur” yönünde rapor verilince öğretmene ‘cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan dava açıldı. Dosya Adli Tıp’a gönderildi.
6. İhtisas Kurulu, raporunda, “Genç kadının ruh sağlığının etkilediği ancak tacizin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı” yönünde rapor verdi. P.D.’nin avukatı Davut Erkan, Adli Tıp’ın bu değerlendirmesini çelişkili bulduğunu vurgulayarak, bu rapor nedeniyle sanığın daha az ceza alacağını belirtiyor.
Saldırgan pişkince “Motive etmek istedim” diyerek sadece yanaklarından öptüğünü iddia etti. “Hakkımdaki suçlama ağır ve asılsızdır. Hakarete uğradım” diyerek “masum” olduğunu savunan saldırganın şimdi raporla daha düşük ceza almasının önü açıldı.
Adli Tıp’ın 'ara formülü': Saldırganlara ceza indirimi
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ümit Biçer, bazı taciz vakalarında bulguların hastalık tanı aşamasına yükselemediğini belirterek, “Bu durumda hekimler, hastalık düzeyinde bir ruhsal bozukluk olmamakla birlikte, cinsel şiddetin etkiye yol açtığını söylüyor. Adli Tıp da ara formül bulmuş gibi görünüyor” dedi.
Taciz ve tecavüz davalarında ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığına dair rapor aranması saldırganların ceza indiriminde en temel gerekçe halini almış durumda.