“Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir”

HDP, eş genel başkanı Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdiği açıklamasında “Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir” dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 21 Şubat 2017
  • 18:52

Halkların Demokratik Partisi (HDP) tutuklu eş genel başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, kararın yok hükmünde olduğunu söyledi.

Yüksekdağ şahsında HDP’ye yönelik olarak gerçekleşen saldırının referandum öncesi hayata geçtiğine dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin bir oldubittiyle düşürülmesi kabul edilemez. Anayasanın bir kez daha ayaklar altına alınarak eş genel başkanımızın milletvekilliğinin düşürülmesi, hükümet tarafından alınan siyasi bir kararın, hukuki kılıfını oluşturmaya yöneliktir.

Erdoğan-AKP iktidarı siyaseten yaşadığı tıkanıklığı, toplumsal ve iktisadi krizi, hukuku çiğneyerek ve partimiz HDP’ye saldırarak aşmaya çalışmaktadır. Bu kriz ortamında referandumda beklediği sonucu elde edemeyeceği kesinleşen Erdoğan-AKP iktidarı, geçmişte kullandığı kirli yöntemlere bir kez daha başvurmaktadır. Her türlü hukuk ihlalini meşru gören bu zihniyet, referandum sonrası hukuksuzluk düzeninin hazırlıklarını yapmaya devam etmektedir.

Milletvekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılması, anayasa ihlali ile milletvekillerimizin tutsak edilmesinin akabinde, hükümet bir adım daha ileri giderek, eş genel başkanımızın milletvekilliğini düşürerek, halkın iradesini yok saymaktadır. Bu durum asla kabul edilebilir değildir, kanunsuzdur. Derhal Meclis Başkanlığı’nı bu hukuksuzluktan dönmeye ve hatalarını düzeltmeye çağırıyoruz. 

Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi referandumda bizleri, halklarımızı yıldırmaya yönelik bir hamledir. Bu saldırılara bugüne kadar asla diz çökmedik, boyun eğmedik. Bizleri baskıyla, gözaltı ve tutuklamalarla sindirmeye çalışanlara inat en güçlü şekilde ‘HAYIR’ demeye devam edeceğiz. Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’ın ‘Yine de teslim olmayacağız! Darbe-dikta iktidarının derdi, laneti, sonu olacağız’ sözleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Kazanan mutlaka biz olacağız.”

“Karar 5 ay öncesinin”

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise, Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada, vekilliğin düşmesine neden olan kararın 5 ay önce alındığını, 3,5 ay önce de Adalet Bakanlığı’na iletildiğini belirtti. Kararın hukuksuz olduğunu da vurgulayan Yıldırım şöyle konuştu:

"Dost - düşman, bütün siyasi çevreler bilmelidir ki söz konusu o kâğıt parçası, şu siyasi iktidar tarafından ‘terörist’ olarak kabul edilen savcılar ve hâkimler tarafından hazırlanmış bir iddianamenin ürünüdür. Okuduğunuz kararın savcıları şu anda içeride, o kararın hâkimleri içeride. Teröristlerin arkasına sığınmış bir siyasi iktidarın kararı bizim için bir yargı kararı olamaz. Yıldırma operasyonlarının tamamı referandum takvimiyle iltisaklı yürüyor. Siyasi iktidar referandum sürecinde başlatmış olduğu siyasi soykırım operasyonlarına tam hız devam ediyor. Bu karar ‘hayır’ kampanyası yürütenlere karşı yürütülen pespaye bir kampanyanın ürünüdür.

Karar, bizim için hukuki bir nitelik taşımamaktadır. Hukuka, akla, izana, bilime aykırı olan bir kâğıt parçasındaki yazıya binaen, Eş Genel Başkanımızın milletvekilliğinin düşürülmesi, anlaşılan, bir yerlerin derin dehlizlerinde yürütülen tartışmalar sonucunda karar altına alınmış. 4 Kasımdan beri partimize, eş genel başkanlarımıza, milletvekillerimize dönük geliştirilen bu siyasi operasyonlar, yıldırma ve korku salma operasyonlarının tamamı referandum takvimiyle iltisaklı yürüyor.

Anayasa 83 ve üçüncü fıkrası ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır. Üyelik süresince zaman aşımı işlemez.’ der. Ayrıca Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin bir yıllık kararı okunuyor ama bir başka sayfasında bu cezanın 10 ay hapis cezası olduğu Yargıtayca kabul edilmiş oluyor. Anayasa'ya aykırı bir tavır takınıldığı açıktır.”