Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bakanlık'ta Türkiye Madenciler Derneği yöneticileri ile yaptığı görüşmenin ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Madenlerle ilgili olarak yapılacak düzenlemelere ilişkin konuşan Yıldız, yaşam odalarının zorunlu kılınmamasının gerekçesinin bilimsel bir temeli olduğunu iler sürdü.
Bir gazetecinin "Torba tasarının komisyondaki görüşmelerinde CHP'nin yaşam odaları ile ilgili önergesi reddedilmişti. Yönetmelikle torba tasarı yasalaşmadan sağlanacağı söylendi. Böyle bir çalışma var mıdır? Yönetmelik her madende yaşam odasını zorunlu hale getirecek mi?" sorusu üzerine Yıldız, şunları kaydetti:
“Bu son derece bilimsel bir konu. Dünyadaki uygulamalarına ilişkin Rusya, Almanya, Kanada, ABD gibi ülkelerdeki en son yapılan çalışmaları incelemek üzere bir heyet kurduk. Kömür ile metalik madenlerin uygulamaları farklı. Özellikle Avustralya bu işin en önemli merkezlerinden birisi ve Çalışma Bakanlığımızın yapacağı yönetmelik ile bunların düzenlemesi söz konusu ama Plan ve Bütçe Komisyonu'nda alınan kararda bunun yönetmeliğe bırakılması yönünde tavsiyede bulunuldu.
Her maden bunun için uygun olmayabilir. Özetle kömürde bunun yerine belli aralıklarla maske değişimi istasyonları... Yaşam odalarının yangın içinde kalan kısmının daha farklı riskler oluşturduğu gözlemlenmiş. Bir işi doğru yapmamız lazım. Sırf kamuoyundaki algıdan dolayı, bir görüş üzerine yoğunlaşmamak gerekiyor. Bilimsel olarak dünyadaki uygulamaları nedir ona bakıyoruz. Şu anda en seri olan ve tehlikeden en hızlı kaçış noktalarını oluşturabilecek, madenin dışına kendini atabilecek maske değişimi istasyonlarının bulunması. Oradan yeni, taze maskelerin alınması dünyada daha fazla uygulanan bir sistem olarak görülüyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile alakalı hangi sistemin uygulanması daha uygunsa, onlar yapılacak. Bu manada iyi olan bir şeyi reddetmiş gibi, piyasada bir algı görüyorum. Bunun doğru olmadığını söylememiz lazım. Kamu ve özel sektör olarak çalışmalarımız devam ediyor. Kısa sürede bunu tamamlayacağız.”
Bütün uzmanların yaşam odalarının önemine dikkat çekmesine rağmen, Bakan Yıldız tek doğrunun bu olmayabileceğini öne sürdü. Ancak sorun yalnızca yaşam odalarının zorunlu hale getirilmemesi değil. Öyle ki, adı geçen yasada işçilerin can güvenliğini sağlayacak hiçbir önlem zorunlu hale getirilmiyor. Bu da bakanın “her durum için farklı olabileceğinden dolayı reddettikleri” yalanı çürütüyor.
Öte yandan, katliamın üzerinden iki ay gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen hala “Araştırıyoruz, yapacağız” vb. söylemlere dayanan cümleler kurmak hem samimiyetsizliğin hem de işçi ve emekçilerin zekasıyla alay etmenin yeni bir örneği oluyor.