Yargılanan işçi sınıfının davası, yargılayanlar patronların yasası

Düzmece suçlamalara karşı savunmamdır…

Gözaltına alındığımda onur duyduğum faaliyetler için bugün işçi sınıfının davası adına yargılandığım bu düzmece hukuk parodisi aldığım tutuklama için de bir demir çelik işçisi olarak onur duyarım.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 01 Ocak 2025
  • 19:00

1982 yılında Muş’un Varto ilçesindeki Tuzlu köyünde dünyaya geldim. 1996 yılında babamın tayini sonucu İzmir’e taşındım. Maddi imkansızlıklardan kaynaklı okulu bırakıp fabrikada işçi olarak çalışmaya başladım. O günden bugüne yaklaşık 20 yıl fabrikalarda çalıştım, 8 bin günüm var ve 3 ay sonra emekli olacağım. Bu 20 yılda ise aldığım şeyler şunlar, sol tarafımda bel fıtığı, cildimde maruz kaldığım kimyasallar yüzünden sıcakta kaşıntı yapan alerji ve emekli olursam 12.500 TL emekli maaşı. Evet koskoca 20 yılın mükafatı bir işçiye bu oluyor. Bu durum sadece benim için değil. Biliyorum bu ülkede çalışan milyonlarca işçi için de geçerli. 

Şimdi önümde koyulan mahkemenin bizi tutukladığı sevk yazısına bakıyorum, okuyorum şunu diyor: Katılmış olduğunuz basın açıklamaları, eylemler, Ege İşçi Birliği faaliyetleri terör faaliyetleridir. Evet açıkça bunu yazıyor. Ben 1 Mayıs’ta sokağa çıktım göz altına alındım, her 15/16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin yıl dönümünde basın açıklamasına katıldım göz altına alındım, ben Gezi eylemlerine katıldım gözaltına alındım.

Neden?

Çünkü 1 Mayıs milyonlarca işçinin insanca çalışma koşulları için sokağa, eleme çıktığı ve bedel ödeyerek kazandığı bir gündür, o günü anmaktan onur duyarım.

15/16 Haziran Büyük İşçi Direnişi 1970 yılında işçilerin sendikal ve demokratik haklarını korumak ve genişletmek için sokağa çıktığı, can verip kazandığı bir gündür ve ben bir işçi olarak o günü anmak için sokağa çıkmaktan onur duyarım. Gezi eylemlerini gayet iyi biliyorum, mesele yalnızca on ağaç değil mesele doğa, kadın, çocuk, toplumsal sorunlara karşı artık yeter demekti. Bakın bugün Kaz dağlarına, Akbelen’e, Erzincan İliç’e. Ne doğa ne insan tanımıyor sermaye. Tabi ki mesele on ağaç değil, mesele memleket meselesi ve o gün gözaltına alınmaktan onur duyuyorum. Şimdi bir soru da ben sormak istiyorum benim yaşamımı, eylemlerimi didik didik araştıran siz yargı mensuplarına: Bir de gelin 20 yıldır çalıştığım fabrikalarda yaşanan duruma bakın, bir de oraları araştırın bakın ne var orada, bakın neden bu isyanım.

Sadece Aliağa Bakırçay havzasında her sene 7-8 işçi can veriyor. Size nedenini söyleyeyim. İzmir Demir Çelik fabrikasında iki işçi can verdi, biri bozuk su boruları yüzünden, diğeri açık kalan bir elektrik kablosu yüzünden. Yine Kılıçlar fabrikasında bir işçi bozuk vinç yüzünden vinç ve malzeme arasında kalarak can verdi. Bu ölümler alınmayan basit önlemler yüzünden oldu. Yani İzmir Demir Çelik 3. Ocağı açarken oldu bunlar, yani Kılıçlar üretim hacmini büyütürken oldu bunlar. Çok uzağa gitmeyelim, yanı başımda Gemi Söküm var. Sadece burda son on yılda 80 işçinin can verdiğini biliyor musunuz? Ve yine burda emekli olan her 10 işçiden 8’inin kanser olduğunu biliyor musunuz?

Muhtemelen mahkemeleriniz bunları görmüyor. Hatta burda kanser olan işçi “kanser oldum diye bana para verirler mi” diyor. Bu havzada işçileri öldüren ve onları bu çaresizliğe iten herhangi bir patron sizce yargılanıyor mu bu ülkede, tabi ki hayır!

Peki şimdi bunları görüp de susmak, ses çıkarmamak ve hiç yaşanmamış gibi saymak demek vicdansızlık değil de nedir? Şimdi ben terör faaliyetinden yargılanıyorum ve bütün faaliyetlerim bu ölümler olmasın diyedir, bu çaresizlik milyonlarca işçiyi sarmasın diyedir, bu adaletsizlik bir avuç zengini daha da zengin etmesin diyedir. Yani yapmış olduğum faaliyetler bu ülkede işçi sınıfının davasıdır. Oysa bakıyorum bugün mahkeme hiçbir patronu bırakalım tutuklamayı, yargılamak için mahkemeye bile çağırmıyor. Açıkçası buna bakınca anlaşılıyor ki yargılama işçi sınıfının davasıdır, yargılayan ise patronları koruyan yasalardır. 

Son söz olarak şunu söylemek isterim. Dün gözaltına alındığımda onur duyduğum faaliyetler için bugün işçi sınıfının davası adına yargılandığım bu düzmece hukuk parodisi aldığım tutuklama için de bir demir çelik işçisi olarak onur duyarım.

Yücel Memiş

Söke T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

A-2 Koğuşu

Söke /Aydın