İçişleri Bakanı S. Soylu’nun katıldığı programda, “Af Örgütü’nün Türkiye’ye ilişkin işkence tespiti yok” iddialarına Af Örgütü’nden tepki geldi. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve TİHV Başkanı Metin Bakkalcı, hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporları örnek göstererek Soylu’ya tepki gösterdi.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan sosyal medya hesabından şunları ifade etti:
“Sayın Soylu’nun iddiasının aksine işkence, kötü muamele ve zorla kaybetme iddialarımız var. Uluslararası Af Örgütü olarak uzun yıllardır bırakın tesisleri gezmeyi, sorularımıza zamanında cevap alabildiğimizi söyleyemem. Ayrıca zorla kaybedilen 4 kişi aylar sonra Emniyet müdürlüklerinde ortaya çıktı. Bunu da söyledik. Ne söylememiz gerek daha?”
“İşkence kelimesini görünmez kılıp ‘kötü muamele’ diyorlar”
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve TİHV Başkanı Metin Bakkalcı Soylu’nun iddialarını Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’e değerlendirdi.
Türkdoğan Türkiye’de hiçbir sivil kuruluşa denetleme ve incemele izninin verilmediğini dile getirerek şunları söyledi:
“Biz soyut suçlamalarda bulunmuyoruz hepsi somut. İşkenceye uğrayan insanların durumunu anlattık. Çıplak aramayı reddettiği için işkenceye maruz kalan insanlar var. İçişleri Bakanlığı bizim istatistikleri bıraksın, boş versin sadece kendi bakanlığı dönemindeki istatistiklere baksın. Her yıl yayımlıyorlar. İşkence suçundan açtığı soruşturma ve dava istatistiklerine baksın. İşkence kelimesini görünmez kılıp hep ‘kötü muamele’ kelimesini kullanmaya başladılar. Bu, büyük bir yanılsamadır. Bakan’a bizim tavsiyemiz, işkenceyle mücadele etmenin yolu işkenceyi kabul edip üstüne gitmektir.”
3 bin 795 başvuru
TİHV Başkanı Metin Bakkalcı ise 2015-2020 sonu itibarıyla TİHV’e işkence görme nedeniyle 3 bin 795 insanın başvuru yaptığı belirterek başvuranların sadece kendilerine ulaşabilen insanlar olduğunu söyledi. İşkencenin mutlak yasak olduğunu dile getiren Bakkalcı şunları ifade etti:
“Bazı işkence fotoğrafları kamuoyuna yansıdı. Barışçıl gösterilerdeki uygulamalara yapılanları herkes görüyor. Sadece Boğaziçi öğrencilerine ilişkin şubat ayında bir rapor yayımlamıştık. 801 öğrenci işkenceye maruz kalarak gözaltına alındı. Çıplak aramalar yapılıyor. Cezaevlerinde de bu işkence ve kötü muamele uygulamaları bir hayli baskındır. İnsanların çok acı çektiği bir hadisenin olması ötesinde insanlık onuru meselesidir. Bunların aşılması için siyasi iktidarın sorumludur.”