Medya tarafsız değil. Tarafsızlık eşyanın doğasına aykırıdır. Ancak taraflı olmak ahlaktan yoksunluk anlamı taşımıyor. Sermaye medyası ise taraflı oluşunu ahlaksızlıkla eşdeğer kavrıyor. Ki pratiği de kavrayışına uygun. Kürdistan'daki kirli savaştan verdikleri tüm “haberler”, misal Cizre'de katledilen 6 aylık Miray bebeğe bile “terörist denmesi gibi, yukarıda söylediğimizi doğrular niteliktedir.
En son örnek sadece ahlak değil, akıl sınırlarını bile zorladı. Sıla Abalay 18 yaşında bir genç. 6 Mayıs'ta gece yarısı Küçükçekmece'de katledildi. Sonrası gelişmeler, bunun bir katliam olduğunu açık-net bir şekilde gösteriyor. Avukatların basına verdiği bilgiye göre, Abalay’ın kaldığı ev savcılık tarafından mühürlendi. İlk kez böyle bir uygulamayla karşılaşan avukatlar ,”İnceleme yapıldıktan sonra ev sahiplerine teslim edilir, mühürlenmez” dediler.
Polisin servis ettiği haberde, operasyon sırasında yoğun çatışma yaşandığı belirtiliyor. Ama avukatların aktardığına göre, mahalleli herhangi bir çatışma sesi duymadı.
Gerçeklik bu. Ne var ki sermaye medyası haberi “Habertürk TV'nin haberine göre, DHKP-C'nin en üst düzey ismi Sıla Abalay ölü olarak ele geçirildi.” Polisin servis ettiği net anlaşılan bu satırlar, sermaye medyası “haberleri”nde hiç değiştirilmeden kopyalanıp yapıştırılmış.
Sıla Abalay'a “örgütün en üst düzeyde ismi” diyerek katliamı meşru göstererek, katil polisleri gibi, sermaye medyası da yargısız infaz yapıyor. Üstelik “terör örgütü üyesiyse öldürülmesi normaldir” gibi bir algı yaratarak tetikçilik yapıyor. Sermaye medyasının “çatışmada ölü ele geçirildi” biçimindeki “haberleri”nin ezici bir çoğunluğunda, hiçbir çatışmanın yaşanmadığı ispatlandı.
Sermaye medyası, sermaye devletinin tetikçileridir. Asıl olarak emekçi kitleleri hedefliyor. Emekçileri yalanlarına inandırıp kandırabildiği sürece amacına ulaşıyor. Yazık ki bu uğursuz amacında başarısız olduğu söylenemez.
M. Kurşun