Cumartesi Anneleri’nin eylemi 23 yıldır sürüyor. Bu hafta 700. hafta oldu. 700. haftanın duyurusu epeyce yaygın bir şekilde yapıldı. Eyleme katılım her zamankinden misliyle fazla olacaktı. Sermaye devleti 700. hafta eylemini engelledi. Sadece gözaltına alınan insan sayısı 47 kişi. Ki bunlar bir saldırıda gözaltına alınmadı. Tekrar tekrar eylemi gerçekleştirmeye çalışanların gözaltına alınmasıyla 47 kişi oldu. Gözaltına alamadıkları onlarca insan oldu.
Saldırı sermaye devletinin gerçek yüzünü tüm çıplaklığıyla ortaya serdi. Analar üzerine serenatlar yapıp, kameralar karşısında timsahları kıskandırırcasına gözyaşı dökenler, Cumartesi Anneleri’ne saldırmakta sakınca görmediler. Analara gaz bombaları, plastik mermilerle saldırdıkları gibi, küfür de ettiler. Saldırı sonrasında kafeler tarafında “Anaların öfkesi katilleri boğacak!” sloganını atan kitleye, polis, analara yönelik sinkaflı küfürlerle saldırdı.
Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eylemi neden engellendi?
Sermaye devleti bunu bile açık yüreklilikle itiraf edecek güçte değil. “Güvenlik önlemi alamayacakları için engellendiği” dahi söylendi! Açıkçası saldırırken bile mert ve dürüst değiller.
“Terör” demagojisi de yapabilirler, ama bu kez az bir şey düşünme yetisine sahip olanları bile kandıramazlar. Özcesi saldırı bahaneleri inandırıcılıktan çok uzak.
Peki niye eylemi engellemek için saldırdılar?
23 yıldır süren Cumartesi Anneleri eylemine katılım nicelik olarak göz korkutacak bir durumda değil. Buna rağmen 23 yıldır süren bu eylem nitelik olarak epeyce göz korkutacak nitelikte. Çünkü gözaltında kaybettikleri devrimcilerin, yurtseverlerin anneleri sadece gözyaşı dökmek yerine 23 yıldır evlatlarını arıyor. Sevdiklerinin kemiklerini dahi bulmak için 700 haftadır, 23 yıldır katillerden hesap soruyor.
İlk başta dramatik görünebilir. Gözyaşları da dökülür. Ama eylemdeki konuşmaların içeriği ne olursa olsun 700 hafta süren bu eylem dökülen gözyaşlarını bile öfke toplarına dönüştürüyor. Bu öfke topları sermaye devleti için potansiyel bir tehlike. Acıyı öfkeye, umuda, dirence dönüştürdüğü için de birebir tehlike içeriyor.
Sermaye devleti hem birebir, hem potansiyel tehlikeye saldırarak Cumartesi Anneleri’nin nitel gücünden duyduğu korkuyu dışa vurdu.
Sermaye devleti korkmakta haklı da! Çünkü onca saldırılarına rağmen çok az kişiyle dahi olsa Galatasaray Meydanı'nda bir açıklama yapıldı. Bu, sadece 700. hafta kararlılığıyla açıklanamaz. Bu da bir etmen ama asıl 23 yıllık kararlı direnişin doğal bir sonucu olarak açıklama yapılabildi. Açıklamaya katılamayan yüzlerce kişide ise korku, yılgınlık değil, öfke oluştu.
Üstelik saldırıyla birlikte her yerden Cumartesi Anneleri’ne destek yağdı. İzmir'de, Ankara'da, Diyarbakır'la birlikte Avrupa ülkelerinde de destek eylemleri oldu. Bu destek 23 yıllık emeğe, umuda, dirence destek niteliği taşıyor.
Sonuç olarak 700. hafta eylemi hem 23 yıllık niteliğini ortaya koydu, hem de bu niteliğe yakışır bir duruşa tanık oldu.
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’ndan Muharrem Kurşun