“Rusya, Ukrayna ve Romanya, ‘Kanal İstanbul’a karşı çıkar”

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, İstanbul Boğazı’na, suyolu projesi olan Kanal İstanbul’un yapılması durumunda Marmara ve Karadeniz’in tüm ekolojisinin değişeceğini söyledi. Rusya, Ukrayna ve Romanya için Karadeniz’in önemli olduğunun altını çizen Saydam, bu ülkelerin projeye karşı çıkacağına işaret etti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 24 Ekim 2013
  • 14:21

İstanbul’un Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek olan, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu projesi olarak adlandırılan Kanal İstanbul tartışılmaya devam ediyor.

İlk kez 2011 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘çılgın proje’ olarak nitelendirilerek kamuoyuna açıklanan “Kanal İstanbul” projesinin, İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına yapılacağı belirtiliyor. Ancak bilim insanları bu projenin ekolojik sistemi bozacağını vurguluyor.

Bu projeye başından beri karşı çıkan isimlerden Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam,

Kanal İstanbul projesine neden karşı çıktığını ayrıntılarıyla RS FM’e anlattı.

Karadeniz’in, “Tuna, Sakarya, Çoruh, Yeşilırmak” gibi tatlı su kaynaklarıyla beslenen bir havuz olduğunu belirten Saydam, “Karadeniz 3 musluktan doluyor, 2 musluktan yani İstanbul ve Çanakkale boğazlarından boşalıyor. Bir musluk daha yani Kanal İstanbul açılırsa sistem bozulur” diyor.

Marmara boşalmaya başladıkça Akdeniz’den gelen suyun artacağını belirten Prof. Saydam, “Karadeniz tuzlanınca ne olacağını bilemeyiz.

Rusya, Ukrayna, Romanya da biliyor. Bilime inanan hiçbir ülke buna izin vermez. Putin buna müsaade etmez. Dünya karşı çıkar. Bu projenin unutulması gerekiyor” ifadesini kullandı.

Bir deniz bilimcisi de olan, boğaz sisteminin en iyi uzmanlarından Prof. Dr. Cemal Saydam, Kanal İstanbul projesinin Marmara’ya yeni bir organik yük getireceğini söyledi. Saydam, “Bu yük ilk 10 yılda Fosfat çoğalacak. Oksijensiz tabaka yüzeye çıkacak. Hidrojen sülfür oluşur. Yani eski Haliç durumu ortaya çıkar. O zaman Marmara biter. İstanbul biter” diye konuştu.

İşte, Prof. Dr. Cemal Saydam’ın Kanal İstanbul projesine ilişkin dikkat çektiği noktalar...

 

“Ekosistem bozulur, Marmara biter”

Cemal Saydam: Kanal İstanbul dediğimiz zaman Karadeniz, Marmara, Boğazlar sistemine has bir döngüden bahsediyoruz. Bunun bir benzeri dünyanın hiçbir yerinde yok. Onun için “Panama var, Süveyş Kanalı var niye bizde olmasın” şeklinde bir yaklaşım, bizim denizlerimize uygulanacak bir yaklaşım değil. Basit olarak şöyle anlatıyorum: Karadeniz’i bir havuz olarak düşünün. O havuzu dolduran 3 tane ana musluk var, Tuna, Dinyeper, Dinyester nehirleri. Boşaltan da bir tane musluk var, şimdilik İstanbul Boğazı. Giren suyun debisini artırmadan, çıkan musluğu ikiye çıkarırsanız, ufak bile olsa Boğaz’a göreceli olarak mutlaka ekosistem üzerine bir etki yapacak. Onun Marmara’ya yapacağı etkiyi biliyoruz.

 

“İstanbul, hidrojen sülfürle kaplanır”

Her lodosta İstanbul’un hidrojen sülfür denen kötü bir kokuyla kaplanma riski var. Bütün bunlar olunca tabi “Karadeniz’in suyu azalacak” şeklinde ifade ediyorum ama elbet suyu azalmayacak. Karadeniz’e giren Akdeniz suyu miktarı artacak. Böyle olunca Karadeniz’in tuzlanması artacak. Şimdi bir denizin tuzlanma oranını alışılagelmişin dışında artırmağa başladığınız zaman ekoloji buna muhakkak bir cevap verecek. Onun için diyoruz ki bu projeyi yapmayın.

 

Kanal İstanbul’un alternatifi var mı?

Peki Kanal İstanbul projesinin alternatifi nedir? Boğaz’daki asıl yoğunluk petrol tankerlerinden kaynaklanıyorsa, yeni bir boru hattı yapılabilir mi? Prof. Dr. Cemal Saydam alternatif olarak Samsun-Bakü-Ceyhan boru hattı yapılabileceğini söylüyor.

Karadeniz’den gelen petrolün İstanbul Boğazı’nda yarattığı tehlike ortada. Bunun için gerekiyorsa Samsun-Bakü-Ceyhan boru hattı yapın diyoruz. Oradan yükü taşıyın. İstanbul Boğazı’nı kurtarmanın alternatifleri var. Eğer Karadeniz’den gelen petrolün Boğaz’da yaratacağı tehlikeyi önlemek için yapılıyorsa, boru hattıyla bunu taşırsınız, yine bu petrolün olası etkilerini azaltmanız yok etmeniz mümkün. Ama onu yapacağım diye ekolojiyi alt üst edecek bir projeye kalkışmak bu devirde pek olmaz. Çünkü bilimsel tüm verilerimiz bunun olmayacağını gösteriyor. Burada da bizim uyarı yapmak vazifemiz. Bilim adamı olarak benim uyarmam lazım.

 

Uluslararası sorun çıkar mı?

Kanal İstanbul projesinin hayata geçirilmesi uluslararası bir soruna neden olur mu? Bu soruyu yanıtlayan Prof. Dr. Cemal Saydam, Rusya, Ukrayna ve Romanya için Karadeniz’in önemli olduğunun altını çizdi ve “Araştırmayı Ruslarla, Ukraynalılarla beraber yaptık. Bir ülkenin Karadeniz’in ekolojisini değiştirmesini kimse istemez” dedi.

Rusya, Karadeniz’in ekolojisinin değişmesini istemez, nasıl hamsi bizim için önemliyse, Karadeniz’in deniz hayatı da Rusya, Ukrayna kıyıdaş tüm ülkeler için önemli. Bir ülkenin yanlış bir şey yapıp, Karadeniz’in ekolojisini değiştirmesini kimse istemez herhalde. Onları da uyarıyoruz ki bu olmaz, benim bildiğimi onlar da biliyor. Çünkü bilimin gizlisi, saklısı yok. Zaten çoğu araştırmayı Ruslarla, Ukraynalılarla beraber yaptık. Herkes her şeyi biliyor, her şey ortada. Nasıl sınırı aşan sulara istediğiniz her şeyi yapamıyorsunuz, bunu da sınırı aşan denizler gibi düşünün. İstediğiniz her şeyi rahatlıkla yapmamanız lazım. Diğer bir ülkeyi rahatsız edecek bir şeyi gerçekleştirmemeniz lazım.

 

“Kanal açılırsa geri dönüşü yok”

Mesela Tuna’nın suyunu bir şekilde başka yere akıtacak olsalar yine Karadeniz’deki tüm ülkeler “sen bunu yaparsan Karadeniz’in tüm ekolojisi değişir” şeklinde bas bas bağırması lazım. Artık ülkelerin “ben yaptım oldu şeklinde değil de benim böyle bir düşüncem var ne dersiniz? “Olursa beraber yapalım edelim” şeklinde önerilerde bulunması lazım. Çünkü dünya hepimizin. Onun varlığını, çevrenin ne demek olduğunu hepimiz anladık. Bir Çernobil’den neler olduğunu, olabileceğini gördük. Kanalı açtığınız zaman onun geri dönüşü yok ki.

Rusya’nın Sesi / 24.10.13