Suruç Katliamı her ne kadar AKP için içeride ve dışarıda hayata geçireceği saldırgan politikanın vesilesi haline getirilmek istense de sergilenen vahşet büyük bir tepkiye yol açtı. Katliamda rolü saklanmayacak derecede açığa çıkan AKP kendini aklamak için çirkin bir saldırıya girişti. Hiç de yeni olmayan bu ve benzeri örnekleri elbette birçok cinayet ve katliamdan tanıyoruz.
Acımasızca katlettikleri Berkin’i nasıl suçladıklarını ve buna hala daha devam ettiklerini biliyoruz. Babasıyla birlikte terörist ilan edilen Uğur Kaymaz’ı da. Bu devlet, katlettikleri için suç ve suçlu üretmekle meşhurdur. Roboski için neler söylendiği, Reyhanlı Katliamı için hangi yalanların üretildiği bugün tüm açıklığıyla ortadadır.
Kaldı ki zaten birçok durumda daha infaz etmeden devrimcilerin haklarında ferman vermektedirler. IŞİD canileri ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşırken, devrimciler “canlı bomba” diye hedef gösterilmekte ve ilk fırsatta Günay Özarslan örneğinde olduğu gibi infaz edilmektedirler.
Elbette ellerinden kan damlayanların ağızlarından kan damlıyor olması şaşırtıcıda değil. AKP’lileri, MHP’lileri ile düzen korosu Suruç katliamı sonrası da ortak bir koalisyonla kirli bir saldırı başlattılar. Daha doğrusu asıl suçlunun daha fazla deşifre olmaması için hedef saptırmaya çalıştılar. Neden gençlerin arasında HDP’li vekil olmadığından, vahşice katledilen SGDF’li gençlerin eylemlerine kadar birçok ahlaksızca çarpıtma girişiminde bulundular.
Bu gözü dönmüş saldırganlık ve karalama kampanyası öyle bir hal aldı ki, Bülent Arınç gibileri sergilenen vahşet sonucu ölmeyenlere öfke kustular. Bu insanlık düşmanlarından, sanal ortamda klavye tuşlarına basarak vatanı koruyan kafatasçılarda cesaret aldılar. Erzurum’da inşaat işçileri ve otobüslerle yolculuk yapanlar saldırıya uğradılar.
AKP eliyle geliştirilen şovenizm zehri ile kuduran faşist gerici güruhlar kimi bölgelerde Alevi emekçilerinin evlerini işaretlemeye başladılar. Buralarda yaşayanlara tehdit dolu mesajlar verdiler. Sivil faşistlerin yapmak için sıra bekledikleri saldırılar ise devletin resmi güçlerince Gazi Mahallesi’nde hayata geçirildi. Polis tarafından katledilen Günay Özarslan’ın cenazesinin bulunduğu Cemevi defalarca polisin gazlı, plastik mermili saldırısına uğradı.
Sermaye devletinin kontra güçlerinin organizasyonu sonucu gelişen Suruç Katliamı sonrasında hedef saptırmak için ne kadar kirli bir yol varsa AKP hepsini kullandı. Ancak ne yaparsa yapsınlar Roboski, Reyhanlı, Haziran Direnişi gibi tarihe kendi adlarıyla anılacak bir katliam daha not düşülmüş oldu. AKP’nin kanlı hesap defteri artmaya devam ediyor.