İzmir depreminin ardından ülke genelindeki deprem riskinin saptanması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için kurulan TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nda, “Veriler kamuoyu ile paylaşılmasın” önerisi yapıldı.
BirGün'de yer alan Hüseyin Şimşek'in haberine göre afet alanında faaliyet gösteren dernek temsilcilerinin katıldığı komisyon toplantısında, Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper İlki, milletvekillerini ‘bilgilendirdi.’ Türkiye’de yapı stokunun iyileştirilmesi için kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu kaydeden İlki, mevcut yapılara müdahale ile göçük ihtimalinin de ortadan kaldırılabileceğini söyledi.
Dönüşümün ne şekilde yapılacağı konusuna değinen İlki, “Kampanya yapmamız lazım. Yasal altyapısı nasıl oluşur bilmem ama başka çare yok. Şimdi, mesela, İBB girdi bu işe. Bize göre biraz çılgınca girdi. Biz, ‘Girmeyin, etmeyin’ dedik. Çıkacak tablodan sonra ne yapacaklar? Yüzde 80, 90 can güvenliği olmayan binalarda oturduğumuz çıkacak. Sonra ne yapacağız?” dedi.
MHP Milletvekili Lütfi Kaşıkçı’nın, “Kamuoyu bu gerçeklikle ne kadar yaşayabilir?” sorusuna, “Herhalde hiç yaşayamaz” yanıtını veren İlki, daha önce depreme karşı çalışmaların İstanbul Zeytinburnu’nda ve Fatih’te yapıldığını, bunların ‘kaos olmasın diye’ kamuoyu ile paylaşılmadığını anlattı.
169 ölümden 156'sı Türkiye'de
Türkiye Deprem Mühendisliği Derneği Genel Sekreteri Ayşegül Gündoğan ise komisyonda gerçekleştirdiği sunumda, bu yıl yaşanan depremlere dikkati çekti. Gündoğan, “Elazığ Sivrice depremi ve İzmir’de başımıza gelen deprem bizim aslında afet yönetimi sorununu tam olarak hala çözemediğimizi hatırlattı” dedi. 6,5 şiddetinin üzerinde yaşanan depremlerde tüm dünyadaki can kaybının 169 olduğunu ve bu kayıpların 156’sının Türkiye’de yaşandığını anımsatan Gündoğan, bu sonucun da detaylıca ele alınması gerektiğini kaydetti.