HDP İzmir İl Binası’na yönelik faşist saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın öldürülmeden önce işkenceye uğramış ihtimali olduğu ve IŞİD yönteminden izler taşıdığını belirten avukat Türkan Aslan, katilin üzerindeki bıçaklarda DNA testi yapılmasını istedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik 17 Haziran’da gerçekleştirdiği saldırıda parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer, olayın üzerinden 24 saat dahi geçmeden “tasarlayarak öldürmek” suçlamasıyla tutuklandı. Gencer’in hızlıca tutuklanması ve olay yeri incelemesinde parti odalarından birindeki kurşun izinin fark edilmemesi soruşturmanın yüzeysel yapıldığı eleştirilerini de beraberinde getirdi.
Mezopotamya Ajansı'ndan Naci Kaya'nın haberine göre HDP ve Poyraz’ın avukatları, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi talebiyle 21 Haziran’da 38 maddeden oluşan 10 sayfalık dilekçeyi savcılığa sundu. Olay yeri incelemesinin eksik yapıldığına dair çıkan haberlerin ardından ise savcılık, hem kurşun izinin bulunması hem de mermi çekirdeğine ilişkin araştırma yapılmasını istedi. İnceleme sonucu mermi çekirdeğinin bulunduğu öğrenildi.
Soruşturmayı yakından takip eden HDP Genel Merkez Hukuk Komisyonu avukatlarından Türkan Aslan, soruşturmadaki eksiklikler ve savcılığa yaptıkları başvuruya ilişkin konuştu.
“Ayrıntılı inceleme yapılmadı”
HDP’nin bulunduğu Tezol İşhanı ve parti binasındaki olay yeri incelemesinde delil toplama işlemenin eksik yapıldığını ifade eden Av. Aslan şunları ifade etti:
“Katil zanlısı kendi ifadesinde 8 katlı binanın bütün katlarına çıktığını ve katlardaki dairlerin kapılarını çaldığını söylüyor. Yani bu arada katlar arasında dolaştığı kesin. Bina içinde iz bırakma ihtimali, suç delili bırakmış olma ihtimali olasıdır. Ama olay yeri inceleme ekipleri binayı incelenmedi. Eğer bütün katlar üzerinde bir inceleme yapılmış olsaydı deliller daha sağlıklı toplanırdı.”
Mermi çekirdeğinin günler sonra bulunmasının dahi detaylı bir soruşturma yapılmadığına işaret olduğunu söyleyen Aslan şunları vurguladı:
“Olayda, zanlıyla ilişkili şahısların olma ihtimalı atlanmaması gereken bir ihtimal. Yine, kendisiyle birlikte getirdiği suç delillerini saklama ihtimali de var ortada. Binanın ortak kullanımına açık yerleri ve diğer dairelerinde ayrıntılı bir inceleme yapılmadığı için bu soruların aydınlatılması da zorlaşıyor.”
“Deniz’e işkence edildiğini düşünüyoruz”
Poyraz’ın, öldürülmeden önce işkenceye maruz kalma ihtimalinin yüksek olduğunun aktaran Aslan, Poyraz’ın kafası ve her iki bacağına sıkılmış 3 kurşuna işaret etti. Aslan şunları ifade etti:
“Olay yeri incelemesi sırasında Adli Tıp Uzmanı kafasında o an tanımlanması zor olan bir başka yaradan bahsetti. Muayene yapan uzman bu tespitte bulundu. Kafatasındaki yaranın silah yaralaması dışında düşmeye ya da vurmaya bağlı olmayacağı kanaatindeyiz. Yani sağ veya öldürüldükten sonra Deniz’e işkence edildiğini düşünüyoruz.”
Aslan, kafadaki yaralanmayı sordukları adli tip uzmanı doktorların, yara izinin kesici bir aletle yapılma ihtimalinin olduğunu kendilerine aktardıklarını ifade etti. Bunu, otopsi raporuyla birlikte öğrenebileceklerini kaydeden Aslan, “Bunun yanında Poyraz’ın vücudunun değişik yerlerinde hasar var. Bunların hepsi bir araya geldiğinde silahla öldürerek, bırakılmış bir olay olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle Poyraz’a işkence yapıldığı kanaatindeyiz” diye belirtti.
İşkence şekli ve IŞID bağlantısı
Katilin beyanları ve üst aramasına ilişkin hazırlanan tutanaklarda yer alan 2 bıçağın da işkence iddiasını güçlendirdiğine dikkat çeken Aslan, bıçaklar üzerinde DNA testinin yapılmasını istedi. Aslan, katilin bıçakları saldırıda kullanma ihtimalinin yüksek olduğunu vurguladı. Aslan, “Yaralanma kesici aletle yapılmışsa IŞİD veya benzeri örgütlerin saldırı şekline işaret eder. Yani bu durumda zanlının Minbiç’te sadece bir sağlık görevlisi olarak bulunmadığı, orada başka bir amaçla bulunduğu ve orada edindiği tecrübeleri Deniz’in üzerinden kullanmaya çalıştığı ortaya çıkıyor” dedi.
Onur Gencer’e ait çanta tutanakta yok
Katilin saldırısı sırasında kullandığı çantaya dair de tutanak tutulmadığını aktaran Aslan, “Çantanın içindeki materyallere ilişkin tutulmuş bir tutanak görmedim. Üst arama tutanağı var. Ancak çantadan çıkan materyallere ilişkin çıkan bir tutanağı görmediğim için tutanağın tutulmamış olabileceğini söylüyoruz. Buradan da çantanın envanterinin yapılmadığını sonucu ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
Yeni bulgular savcılığa iletilecek
Tespit ettikleri yeni bulgulara ilişkin tekrardan savcılığa yazılı dilekçe vereceklerini söyleyen Aslan, şöyle devam etti:
“Bu taleplerimiz çerçevesinde bir araştırma yapılırsa olaydaki görünür fail değil, arkasındaki ilişkileri de bir bütün olarak ortaya çıkabilir. Türkiye toplumu gerçek faillerin ortaya çıkarılmasını bekliyor. O anlamda soruşturma savcılığının çok titiz davranarak, ivedi bir şekilde talep ettiğimiz konu başlıklarında araştırma yapmasını bekliyoruz.”