Yahya Menekşe, Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin yıldönümü nedeniyle 16 Şubat 2008’de düzenlenen eylemlerde panzerin altında kalarak yaşamını yitirdi. Şırnak polis yetkilileri, ilk önce, Menekşe’nin panzerin altında kalarak öldüğünü yalanladı ve eylemcilerin attığı taşların kafasına gelmesi nedeniyle öldüğünü ileri sürdü. Ancak Adli Tıp raporları bu açıklamaların aksine Menekşe’nin panzerin altında kalarak öldüğünü ortaya koydu. Şırnak Valiliği, Menekşe’nin ölümü ile ilgili soruşturma yapılması için izin vermedi. Bu karara karşı açılan davada Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi, Menekşe’nin ölümü ile ilgili soruşturma yapılması gerektiğine karar verdi.
Polise beraat
Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın haberine göre, bu kararın ardından Cizre Başsavcılığı, polis O.Y. hakkında dava açmak zorunda kaldı. Başsavcılık, O.Y. hakkında “taksirle (kazayla) öldürme” suçundan dava açtı. Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2 yıl süren yargılamadan sonra polis O.Y. beraat etti. Mahkemenin gerekçeli kararında, olayda panzer sürücüsü polisin değil, panzer altında kalarak yaşamını yitiren Menekşe’nin “kusurlu” olduğu belirtildi. Kararda, Menekşe’nin “İdil Caddesi üzerinde terör örgütünün izinsiz, yasadışı gösteri ve yürüyüşüne katılarak kamu kurum ve araçlarına taş attığı sırada mahalden geçen göstericileri dağıtma maksadıyla görevi gereği asayiş görevinde bulunan sanığın sevk ve idaresindeki panzerin manevra alanına girdiği olayda can güvenliğini tehlikeye atarak olayda asli kusurlu olduğu” savunuldu.
Maktule sanık sıfatı
Menekşe ailesinin avukatı Rojhat Dilsiz, kararın bozulması talebiyle Yargıtay’a başvurdu. Dilsiz’in temyiz dilekçesinde, mahkemenin maktulü sanık sıfatına koyarak karar verdiği savunuldu. Sanığın kullandığı panzerin istikametinin ters yönde olduğu ve hızlı manevralarla grubun içine dalarak maktulün ölümüne neden olduğu ifade edilen dilekçede “olası kastla öldürme” suçundan ceza verilmesi istendi. Dilekçede, beraat kararının açıkça polislerin benzer olaylarda orantısız güç kullanarak insanların ölümüne sebebiyet vermelerini olağan kıldığı savunuldu.
Aile AYM’ye gidecek
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, daireye gönderdiği tebliğnamede mahkeme kararının onanması yönünde görüş belirtti. Yargıtay 12. Ceza Dairesi de olayın üzerinden 8 yıl sonra geçtikten sonra verdiği kararda “usul ve yasaya” uygun olduğunu onanmasına hükmetti. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle kararın henüz kendisine tebliğ edilmediğini belirten avukat Dilsiz, “yaşam hakkı ihlali” nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunacaklarını söyledi.