Eğitim Sen Menemen Temsilciliği ve Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) İzmir 2 No’lu Şube, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzaladığı ÇEDES projesi kapsamında öğrencilerin Nakşibendi tarikatı şeyhi Esad Erbili’nin türbesine götürülmesini protesto etti.
Menemen Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen basın açıklamasında “Eğitimde gerici kuşatmaya hayır” ve “Ülkenin aydınlık geleceği için bilimsel, demokratik, laik, kamusal eğitim” yazılı pankartlar taşındı. Basın metnini okuyan Eğitim Sen Menemen Temsilciliği Örgütlenme ve Hukuk Sekreteri Hüseyin Yanar, bu tür gerici uygulamaların esasen 2012 yılında yasalaşan ve 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlayan 4+4+4 eğitim sisteminin eğitimdeki yarattığı kaosun ve tahribatın sonuçları olduğunu söyledi.
Geçen günlerde Menemen’de yaşanan uygulamaya dikkat çeken Yanar şu şekilde devam etti:
“İlçemizdeki okullarda öğrenim gören bazı öğrencilerimiz İzmir İl Müftülüğü tarafından, 1930 yılında gerçekleşen Menemen gerici kalkışmaya ve kalkışmada Yedek Subay Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın şehit edilmesi olayına adı karışmış, bundan dolayı idam cezasına çarptırılmış, yaşı nedeniyle müebbet hapse mahkum olmuş Nakşibendi Şeyhi Esat Erbili’nin türbesine götürülmüş ve burada İzmir İl Müftü Yardımcısı Oğuzhan Kadıoğlu, ayaklanmadan yargılanıp ceza almış Esad Erbili hakkında övgüyle bahsetmiştir" dedi. Ayrıca başka illerde de öğrencilerin benzer türbe ziyaretlerine götürüldüğünü söyleyen Yanar, “Öğrencilerimizin gerici şeyhlerin mezarlarına, türbelerine götürülmesi asla kabul edilemez. Bu tür gerici faaliyetler ve etkinlikler Cumhuriyetimizin niteliklerini, ilkelerini ve kazanımlarını yok saymaktır, karşı duruştur.”
Bilimsel ve laik eğitimi savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Yanar, Eğitim Sen olarak bu olayla ilgili şu soruların cevabını istediklerini söyledi:
“- Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ve etkinliğe katılan öğrencilerin okul müdürlerinin bu etkinlikten bilgileri var mıdır?
- İzmir İl Müftülüğü bu öğrencilere nasıl ulaşabilmiştir?
- İzmir İl Müftülüğü bu öğrencileri hangi protokol kapsamında ya da hangi gerekçeye dayanarak götürmüştür?
- Öğrencilerin ailelerinden yazılı izin alınmış mıdır?”