Türkiye kapitalizminin krizinin sonuçlarından biri olan yüksek enflasyon, önümüzdeki dönemde de işçi sınıfı ve emekçilerin sefaletini derinleştirmeye devam edecek. AKP şefleri, TL’nin döviz karşısındaki değer kayıplarının durulmasıyla “zor dönemi atlattık” söylemlerini devreye soksa da, bu kayıpların bir yansıması olan enflasyonun önümüzde dönem ve gelecek yıl da yüksek seyrini sürdürmesi bekleniyor.
Merkez Bankası’nın (MB) bugün açıkladığı enflasyon raporuna göre, yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 13,4’ten yüzde 23,5’e yükseltildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 20,8 olarak açıklanmıştı.
MB’nin 2019 yılı enflasyon tahmini yüzde 10’dan yüzde 15,2’ye çıkarılırken, 2020 yılında enflasyonun yüzde 9,3’e düşeceği öngörüsünde bulunuldu. Bakanlığın tahmini ise sırasıyla yüzde 15,6 ve yüzde 9,8 olarak açıklanmıştı.
3. çeyrekte kriz daha belirgin hale geldi
MB Başkanı Murat Çetinkaya’nın enflasyon raporuyla ilgili yaptığı açıklamada, “ekonomideki dengelenme” adı altında krizin belirgin hale geldiği de itiraf edildi. Bu çerçevede; kredilerin büyüme hızının ve iktisadi faaliyetin yavaşladığı, ithalat talebinin azaldığı, imalat girdi alımlarının düştüğü ve 3. çeyrek enflasyonunun, tahminlerin çok üzerinde gerçekleştiği vurguları yapıldı.
Enflasyon tahminlerinin yükseltilmesinde ithal fiyatların ve gıda fiyatlarının artışının etkisinin olduğunu ifade eden Çetinkaya, 2018 yılı tahmininde 4,1 puanın ithal fiyatlarından, 3,8 puanının da gıda fiyatlarından kaynaklandığını söyledi. 2018 yılı sonu için gıda enflasyonu tahmini de yüzde 13,0’ten yüzde 29,5’e yükseltildi.