Medya gerçeğin değil dezenformasyonun peşinde

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 24 Ocak 2018
  • 19:15

Efrin’e yönelik başlatılan operasyonda, cephenin en önünde görev alan medya, her türlü olanağa rağmen, savaş oyunlarından ve daha önceki tatbikatlardan alınan görüntüleri "yeni görüntü" diye servis ediyor. Haber kanalları ve gazetelerin gerçeği yansıtmayan haber ve görüntüleri alay konusu oluyor.

2. Dünya Savaşı komutanlarından Amerikalı General George S. Patton’a ait olan “Savaşta önce gerçekler ölür” sözü, tarihte yaşanmış tüm savaşlarda olduğu gibi, bugün Efrin’e yönelik saldırıyla girişilen savaş için de geçerli. Yasama, yürütme ve yargının artık tek elde toplandığı Türkiye’de, Efrin’e dönük başlatılan ve ironik bir şekilde “Zeytin Dalı” adı verilen harekata dahil edilip, cephenin bir bakıma en önünde görev verilen güç medya.

Çıkarlara uygun biçimde, sadece devlet penceresinden yansıtılmak istenenleri vermeleri amacıyla kimi medya organlarının temsilcilerini toplayan, kendilerine açık bir “talimat” olan “tavsiyeler” bizzat Başbakan tarafından iletildi. Bu yeterli görülmeyerek psikolojik savaşı güçlendirmek için yine Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) bünyesinde Hatay ve Kilis'te birer "basın karargahı" kuruldu.

Başlatılan bu savaşa dair en küçük bir sorgulama ve itiraz ise, Kıbrıs’ta yayın yapan Afrika Gazetesi örneğinde olduğu gibi lince varan bir şiddet ile bastırılmak, gözaltı ve tutuklamalarla da duyulmaz kılınmak isteniyor.

Böylesi bir ortamda hakikati ortaya çıkarıp, ulaştırma sorumluluğu taşıyan gazeteciler için var olan zorluklar kadar, okuyucular ve izleyiciler açısında da doğrulara ulaşmak oldukça güç.

Savaşın meydanlardan öte, öncelikle algı üzerinde yürütüldüğü ortamda, Efrin’deki savaşa dair hem medya kuruluşları hem de sosyal medya platformlarında hemen her gün onlarca bilgi, fotoğraf ve görüntü servis ediliyor.

Bunların büyük bir bölümü ise, bilgilendirmekten öte doğrudan algı oluşturmaya ve yönetmeye dönük. Sosyal medya platformlarında açılmış çoğunlukla sahte hesaplar tarafından bu yönlü yapılan paylaşımlar kadar, doğrudan ulusal medya organları tarafından da bilinçsizce yapıldığı izlenimine olanak vermeyen bütünüyle yalan, yanlış bilgiler servis edilerek okuyucular ve izleyiciler yanıltılmaya çalışılıyor.

Bu konuda “teyit.org” sitesi tarafından ortaya konulan kimi örnekler, girilen dezenformasyonun boyutunu da gözler önünde sermeye yetiyor.   

Örnek 1: Video oyunu operasyon görüntüsü yapıldı

Sosyal medyanın yanı sıra Milliyet gibi haber sitelerinde ve CNNTürk, Habertürk gibi haber kanallarında Efrin’deki operasyona ait "yeni" olduğu iddia edilen bir video yayınlandı. Termal kamerayla çekilmiş operasyon görüntülerinin yer aldığı videonun ise Efrin’de Şeyh El Hadid bölgesindeki operasyonu gösterdiği iddia edildi. Ancak söz konusu videonun, 2010 yılında piyasaya çıkan “Medal of Honor” isimli bir bilgisayar oyununa ait olduğu ortaya çıktı. 2013 yılında YouTube’ye yüklenen oyuna ait görüntülerle karşılaştırıldığında, videonun oyundan kesilen bölümlere ait olduğu anlaşıldı.

Örnek 2: Roket atışı görüntüleri Suriye ordusuna ait çıktı

Yine Doğan Haber Ajansı (DHA) ve İhlas Haber Ajansı logosuyla "Az Önce Noldu" gibi sosyal medya hesapları ve Vatan, Superhaber.tv gibi haber siteleri ile TGRT Haber, Rudaw English, CNN Türk, A Haber, TRT Haber gibi haber kanallarında görüntüleri yayınlanan bir videonun, Efrin operasyonu sırasında çekildiği iddia edildi.

Fakat Efrin operasyonuna ait olduğu belirtilen bu videonun da Kasım 2017’de Facebook’a yüklendiği ve Suriye Ordusu’na bağlı 10. Tümen’in Beit Jinn bölgesini dönük bombardımanına ait olduğu ortaya çıktı.  

Örnek 3: İzmir’deki tatbikat görüntüleri efrin oldu

Bu görüntülerle benzer şekilde, “Kod Adı Başkan” isimli Facebook sayfası tarafından sosyal medyada paylaşılan bir videonun Efrin’e yönelik operasyona ait olduğu ileri sürüldü. 101 bin kullanıcı tarafından beğenilip, yaklaşık 30 bin kişi tarafından paylaşılan video, şu ana kadar 2 milyon görüntülenme sayısına ulaştı. Söz konusu görüntü Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek tarafından bile Twitter’da paylaşıldı ve yaklaşık 8 bin kullanıcı tarafından beğenildi. Ancak bu görüntüler de Efrin operasyonuna ait değil, uluslararası katılımla İzmir’de düzenlenen “Efes 2016 Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı”ndan olduğu anlaşıldı.  

Örnek 4: Rusya’nın 2012 yılındaki Kafkasya tatbikatına aitmiş

Efrin’e yönelik başlatılan operasyona ait olduğu belirtilerek dolaşıma sokulan İHA, A Haber, Sözcü ve Hürriyet gibi medya kuruluşlarınca yayınladığı bir başka videoda da sıcak çatışma görüntüleri yer aldı. Sosyal medyada da paylaşılan bu görüntülerin ise  Rusya’nın 2012 yılında Kafkasya’da gerçekleştirdiği tatbikata ait olduğu anlaşıldı.

Örnek 5: Hollandalı pilotlar Türk oldu

Efrin operasyonuna ait olduğu iddiasıyla dolaşıma sokulan bir diğer görüntü, pilotların hava saldırısı sırasında kokpitten çekilen görüntüleri.

“Bordo Bereliler” isimli Instagram hesabında bu video 150 bin görüntülenme alırken, bir kısmında aynı görüntülerin yer aldığı ve “Bordo Bereliler” isimli Facebook sayfasında paylaşılan video ise, 3 bine yakın paylaşım alıp, 93 bin kişi tarafından görüntülendi.

Hakkari'de bir askeri komutanın işçilere "Ne yaptı bu devlet size" sesinin de eklendiği bu videonun 2013 yılında Hollanda Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-16’nın kokpitinden çekilen görüntülere ait olduğu çok geçmeden anlaşıldı. 30 Nisan 2013 tarihinde çekilen görüntüleri Hollanda Savunma Bakanlığı’nın YouTube sayfasındaki videolarda görebilmek mümkün. F-16 pilotları, 30 Nisan 2013 tarihinde yemin ederek kral olarak göreve başlayacak Williem-Alexandre için düzenlenen törenlerde görev almıştı.

Örnek 6: Savaş uçağı 20 metreye kadar alçaldı yalanı

Hürriyet başta olmak üzere birçok ana akım medya organında yer alıp, günlerce üzerinde yazılıp çizilen bir yalan ise, Efrin operasyonunda bir tüneldeki hedefi vurmak isteyen Türk pilotun, hedefi yukarıdan bomba bırakarak vuramayacağı için, yere 20 metre kadar yaklaşarak hedefi imha ettiği.”

Ancak uzmanlara göre, buna dair paylaşılan videoda tüneli vuran mühimmat, “Popeye 1” adlı havadan yere güdümlü füze. Sözkonusu füze hedefe yaklaştığında, burnundaki kızılötesi kamera devreye girip, çektiği görüntüyü gerçek zamanlı olarak uçaktaki silah subayının önündeki ekrana iletir ve bu görüntüye bakan pilot, füzenin tam istenen hedefi vurması için gerekli düzeltmeleri verir. Bu özelliği nedeniyle füze, uçaktan bırakıldıktan sonra 80-100 kilometre mesafede, çok hassas olarak hedefi vurabiliyor. Dolayısıyla pilotun hedefi vurmak için 20 metreye kadar alçaldığı yönünde çizilen senaryolar gerçeği yansıtmıyor.

Mezopotamya Ajansı - Ömer Çelik / 24.01.18