Sermaye devletinin ilerici ve devrimci güçlere, en başta Kürt halkı olmak üzere bütün bir toplumsal muhalefete dönük saldırıları dur durak bilmiyor.
Bu ölçüsüz ve azgın saldırıların hedeflerinden biri de ilerici-devrimci ve sosyalist basındır. O kadar ki, ilerici, devrimci ve sosyalist basın günlük olarak azgın polis terörünün öncelikli hedefi olmakta, basın emekçileri keyfi biçimde gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Cezaevlerinde onlarca basın mensubu yatmaktadır. Tüm bunları, ardı arkası gelmeyen yasaklamalar, toplatma kararları ve site erişim engelleri tamamlamaktadır.
Hedef bellidir; devrimci ve sosyalist basını susturmak. Konuşamaz, yazamaz, duyulamaz hale getirmek. Bu sayede, işçilerin, emekçilerin gerçekleri öğrenmesini engellemek istiyorlar. Tüm ilerici-devrimci ve sosyalist basını kapsayan bu saldırının bir yeni örneğini ise, Kızıl Bayrak’ın internet sitesine dönük erişim yasağı oluşturmaktadır. Hiç kuşkusuz Kızıl Bayrak bu türden saldırıları, yasaklar, gözaltı ve tutuklama terörünü ilk kez yaşamıyor. Tam tersine Kızıl Bayrak bugüne dek benzeri pek çok saldırı ile karşı karşıya geldi. Hiçbirine boyun eğmedi, çizgisinden milim sapmadı. Kızıl Bayrak'çılar tek vücut halinde, ellerine teslim edilen Kızıl Bayrak'ı daha yukarılara kaldırdılar.
Bu vesileyle bir kez daha ilan ediyoruz; çabalarınız boşunadır. Kızıl Bayrak susmayacaktır. Kızıl Bayrak'ı susturamayacaksınız. O, gücünü yasalarınızdan ve kirli icazetinizden almıyor. O tümüyle özgürdür. Meşrudur. Haklı ve meşru bir davanın yılmak yorulmak bilmez kürsüsüdür. Yalanların değil, gerçeklerin sesidir. O milyonlarca işçi ve emekçinin ve Kürt halkının haklı davasını savunuyor. Demek oluyor ki, arkasında Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkları ve kardeş Kürt halkı var. Her sınavdan alnının akıyla çıkmış siyasi bir irade var. Kızıl Bayrak en çok da bundan güç alıyor, yenilmezliği bundandır.
Korkmakta haklısınız. Yıkılışınız kaçınılmazdır. Koyu karanlığınız eninde sonunda dağıtılacaktır. Bir terör ve katliam aygıtı olan devletiniz er ya da geç yıkılacaktır. Koyu karanlığın şafağın doğumu olduğunu biliyor, buna her zamankinden daha çok inanıyoruz. Bu vesileyle, biz yurtdışındaki Kızıl Bayrak'çılar olarak, bundan böyle gerçeklerin kürsüsü Kızıl Bayrak'ımıza daha çok sahip çıkacağımızı, işçilere ve emekçiler ulaştırmak için daha özel bir çabanın içine gireceğimizi belirtiyor ve bir kez daha haykırıyoruz:
Kızıl Bayrak susmadı, susmayacak!
Kızıl Bayrak yukarı, daha daha yukarı!
Kızıl Bayrak / Avrupa