‘Kazanhan pompalı tüfekle öldürüldü’ itirafı

Nihat Kazanhan’ın katledilmesinin ardından tutuklanan özel harekatçı, Kazanhan’ı M.N.G. adındaki polisin pompalı tüfekle katlettiğini itiraf etti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 25 Şubat 2015
  • 12:56

Şırnak’ın Cizre ilçesinde polisin katlettiği Nihat Kazanhan’ı polisin öldürdüğü başka bir polis tarafından itiraf edildi. Kazanhan’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürecinde tutuklanan özel harekatçı H.V. 12 yaşındaki Kazanhan’ı M.N.G. adındaki polisin öldürdüğünü söyleyince tahliye edildi.

Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi'nde görevli polis H.V. 'kasten çocuk öldürmek' suçundan tutuklanmıştı.

Kendisini kurtaramayan H.V., Nihat’ın özel harekat polisi M.N.G. tarafından pompalı tüfekten açılan ateş sonucu katledildiğini itiraf etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine M.N.G. Ankara’da tutuklandı.

 

Pompalı tüfekle 3-4 el ateş açtı

“Kimsenin tutuklanacağını düşünmüyorduk” diyen H.V., katliamlar karşısında devletin katillerini nasıl koruduğunu da itiraf etmiş oldu.

Cizre Cumhuriyet Savcısı ve Sulh Ceza Mahkemesi'ne ifade veren H.V. şunları anlattı:

"Olay günü arkadaşlarım U.İ., O.Ç. ve M.N.G. ile birlikte Hayati Bilgin Karakolu'ndaki görevimize başladık. O.Ç. araçta bulunan sabit silahı kullanmakla, U.İ. cobra isimli aracın şoförü ve unsur amiri olarak, ben ve M.N.G unsur personeli olarak görevliydik. Göreve giderken Mardin Özel Harekat Müdürlüğünce tarafıma zimmetlenen ancak ekipteki tüm arkadaşların kullanabileceği, ismini shotgun olarak bildiğim pompalı av tüfeğini ve 25 adet bu tüfeğe ait 12 kalibrelik av fişeğini yanıma aldım. Ayrıca yanımızda altında 37- 38 mm'lik gaz atmaya yarayan langher takılı sigsauer vardı. Ayrıca arkadaşlarım ile bende şahsi tabancalarımız vardı. Görev yerinde bir ara birkaç çocuk yanımıza geldi ve sohbet ettik. Daha sonra 10-15 kişilik çocuk grubu bize taraf taş atmaya başladı. Unsur amirimiz U.İ. bana ve M.N.G'ye çocukların bulunduğu tarafa aşırtmalı gaz atmamızı söyledi. M.N.G. aracın sol tarafındaydı. Benim başımda siyah bir bere vardı. M.N.G. çocukların üzerine aşırtmalı bir gaz attı. Bu atıştan sonra M.N.G aracın arka tarafına gelerek burada bulunan av tüfeğini aldı. Kendi silahını bıraktıktan sonra benim arka tarafımdan aracın ön sağ tarafına geçti. Ben de gözetlemek için M.N.G.'nin bulunduğu yere doğru geçtim. Çocukların bulunduğu yere aşırtmalı bir şekilde gaz attım. Daha sonra M.N.G. pompalı tüfeğiyle çocuklardan tarafa hedef gözetmeksizin 3- 4 el ateş etti. Ateş ettiği esnada M.N.G.'nin başında siyah bir bere vardı. Ateş etmesiyle birlikte yolun karşısında duran bir çocuk yere düştü. Çocuğun vurulduğunu ve M.N.G.'nin ateş ettiğini, ben ile birlikte U.İ..de net şekilde gördü. O.Ç. ise kameradan çocuğun net bir şekilde düştüğünü gördü. Çocuğun yere düştüğünü gören U.İ. aracın sol tarafından M.N.G'ye hitaben 'atma atma ne yaptın sen' dedi. Daha sonra çocuğun düştüğü yere iki kişi geldi. Birisi çocuğu kucağına alıp gitti. O sırada M.N.G. elindeki silahı araca bıraktı ve biz de karakola geri döndük. Ancak M.N.G.'nin karakola nasıl döndüğünü görmedim. Karakola döndükten sonra unsur amirimiz bizden sorumlu kişi ile görüştü. Bu görüşmeden sonra M.N.G. başına bir kar maskesi taktı ve ateş ettiği noktaya gitti. Buradan langher ile attığımız gaz kapsülleri ile kendisinin pompalı tüfek ile attığı boş gaz fişeklerini toplayıp getirdi ve karakolun içine bir yere gömdü."