Ulucanlar Katliamı'nın 19. yılında, katliamda ölümsüzleşen 10 devrimci Ümit Altıntaş'ın mezarı başında anıldı.
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) tarafından düzenlenen anma sermaye devletinin saldırısı karşısında ölümüne direnişte yaşamını yitiren devrimciler şahsında saygı duruşuyla başladı. “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” ve “Devrimciler ölmez devrim davası yenilmezdir!” sloganlarının haykırılmasının ardından sözü BDSP temsilcisi aldı.
Ulucanlar’da devlet eliyle gerçekleştirilen bir katliamın yanı sıra devrimcilerin ortaya koyduğu ölümüne bir direniş olduğunu vurgulayan BDSP temsilcisi, katliamın arka planına değindi. Katliamın gerçekleştirildiği dönemin bir kriz süreci olduğunu belirterek işçi ve emekçilere yıkımı dayatmak isteyen sermaye devletinin önce onun öncülerini, devrimcileri teslim almak zorunda olduğunu ve bunun için de hapishanelere yöneldiğini ifade etti. Zindanlardaki devrimci tutsaklara yönelen bu saldırının, sermaye devleti için aynı zamanda emperyalist efendilerine de hizmete hazır olduğu mesajı verdiğini ifade etti. Ecevit'in “içeriyi teslim almadan dışarıya egemen olamayız” sözünün bunu ortaya koyduğunu söyledi.
Sermaye devletinin bunun için saldırıya geçtiği zindanlarda, Ulucanlar’da devrimci direniş duvarına çarptığını vurgulayan BDSP temsilcisi, Denizler’den, Mahirler’den, Mustafa Suphiler’den bu yana gelen direniş çizgisinin sürdürüldüğünü söyledi. Ulucanlarda ölümsüzleşen 10 devrimciyi anmanın bu açıdan da ayrı bir anlamı olduğunu belirtti.
İki Merkez Komite üyesi Habip Gül ve Ümit Altıntaş şahsında Türkiye Komünist İşçi Partisi’nin Ulucanlar'da daha özel bir hedef olarak seçildiğine vurgu yapan BDSP temsilcisi, onlardan öğrenmenin ve onları anlatmanın ayrıca bir önem taşıdığını ifade etti. ‘Zor dönem devrimcileri’ olan Habip Gül ve Ümit Altıntaş şahsında temsil edilen devrimci kimliğin TKİP tarafından sürdürüldüğünü söyledi. Hatice Yürekli ve Alaattin Karadağ'ın da bu kimliğin temsilcileri olmasının bunu bir kez daha teyit ettiğini belirtti.
Bugün de zor bir dönemden geçildiğini dile getirerek, Habip ve Ümit'in temsilcisi olduğu zor dönem devrimciliğini kuşanma ve mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
İçinden geçilen bu köhnemiş düzen karşısında tek kurtuluşun Rosa Lüksemburg'un da dediği gibi "Ya barbarlık ya sosyalizm" ikileminden geçtiğini vurguladı. TKİP'nin temsil ettiği, işçi sınıfının devrimci programı altında örgütlenme çağrısıyla konuşmasını sonlandırdı.
Ümit Altıntaş'ın annesi Songül Altıntaş ise “Mücadele her yerde sürüyor” diyerek Ümit’lerin, Habip’lerin uğruna mücadele ettiği dünya kurulana kadar mücadelenin sürmesi gerektiğini vurguladı.
Avusturya İşçi Marşı ile sonlanan anmada, “Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!!” ve “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları da haykırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul