İzmir’de ve Mersin’de 50. yılında Kızıldere anması gerçekleştirildi.
İzmir: “Kızıldere'den Samandağ'a mücadele sürüyor!”
İzmir Emek ve Demokrasi Platformu “Kızıldere'den Samandağ'a mücadele sürüyor!” şiarıyla eylem gerçekleştirdi. Samandağ’da 30 Mart 1995’te evinin önünde kurulan bir pusu ile katledilen devrimci Mehmet Latifeci ve Kızıldere şehitlerinin anıldığı eylemde açıklama okundu.
Platform adına basın açıklamasını okuyan İpek Karanfil şunları ifade etti:
“Kızıldere’nin mirası ve çağrısı bugün de güncel ve vazgeçilmez. Birbirimizin farklılıklarına saygı duyarak güçlerimizi halklarımızın faşizme, sermayeye, kapitalizme, emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı çoklu mücadeleleri içinde birleştirmek, mücadele ortaklılıklarını her zeminde ve düzeyde geliştirmek bugün de çok ivedi ve yakıcı bir görev. Mart ayının tüm devrim ve demokrasi şehitleri mücadelemizde yaşıyorlar ve yaşayacaklar.”
Mersin: “1972 Kızıldere’den 2022’ye bu tarih bizim”
Mersin Emek ve Demokrasi Güçleri “1972 Kızıldere’den 2022’ye bu tarih bizim” şiarıyla Kızıldere anması gerçekleştirdi. Platform adına basın açıklamasını okuyan 68’liler Derneği Başkanı Hasan Kapıkıran şunları ifade etti:
“30 Mart 1972’de, on devrimci, Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Ertan Saruhan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy, Niksar’ın Kızıldere köyünde kuşatıldıkları kerpiç bir evde katledilmelerinin üzerinden 50 yıl geçti. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve arkadaşlarını idamdan kurtarmak için dayanışmanın en iyi örneklerinden biri oldu onlar. Kızıldere başlı başına bir yoldaşlık destanı olarak tarihteki yerini aldı.”
Kapıkıran MİT’çi Mehmet Eymür’ün infaz timinin başındakilerden olduğunu hatırlattığı açıklamada şunlar söylendi:
“Katliamı gerçekleştiren devlet görevlileri hızla yükseldiler, devletin daha kilit görevlerine getirildiler. Getirildikleri bu görevlerde, yeni cinayetler işlediler, yolsuzluk batağının büyümesine katkı yaptılar, emperyalist uşaklığının en çirkin örneklerini verdiler. Devlet adına işledikleri suçlar nedeniyle, gizli bir dokunulmazlık kalkanı altında sürekli korundular.”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Kızıldere Katliamında hayatını kaybeden on devrimci arkadaşı saygı, sevgi ve özlem ile anıyoruz. ON’ları unutmadık ve her zaman bugünün toplumsal mücadeleleri içerisinde yaşatacağız. Ve diyoruz ki tıpkı Mahir Çayan’ın söylediği gibi; onIarın bugün büyük görünen güçleri ve imkanIarı bizIere vız gelir. OnIar bir avuç, biz ise miIyonIarız. Kaybedeceğimiz hiçbir şey yoktur ama kazanacağımız koca bir dünya vardır.”