İşçi Emekçi Birliği (İEB) 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada kapitalist-emperyalist sistemin sürdüğü sürece savaşların kaçınılmaz olduğuna vurgu yapılarak “Emperyalistlerin yağma ve paylaşım savaşlarına karşı işçilerin ve ezilen ulusların haklı savaşlarının yanındayız” denildi.
“1 Eylül 1939'da Nazi Almanya'sının Polonya'yı işgali, 2. Dünya Savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilir.
İlk olarak Dünya Sendikalar Federasyonu'nun 18-20 Ekim 1978'de Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği kongrede Barış için Eylem Günü gündemleştirilir ve 1 Eylül olarak karara bağlanır. SSCB, Doğu Bloku ülkeleri ve farklı ülkelerden Komünist Partilerin oluşturduğu Dünya Barış Konseyi de 1 Eylül'ü Barış için Eylem Günü olarak ilan eder.
Birleşmiş Milletler ilk olarak 1981 yılında BM toplantılarının başladığı Eylül'ün 3. Haftasını Barış günü ilan eder. 2001 yılında ise Barış Günü'nü 21 Eylül olarak karara bağlar.
Savaşların nedeni ve kaynağı emperyalist-kapitalist düzendir!
1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak anılmasından bu yana neredeyse her 1 Eylül günü savaşın gölgesi altında geçti. Bu 1 Eylül de öyle gelip geçiyor. Savaşların nedeni ve kaynağı olan emperyalistler kârlarına kâr katıyor! Emperyalistler bir yanda çıkarları için savaş yürütürken, diğer yandan ‘barış sever’ görünmeye çalışıyorlar. Tüm sahtekârlıkları, iki yüzlülükleri ile savaşları hazırlayanlar, halkları birbirlerini kırması için cepheye sürenler, savaş yürütmek için milyarlarca dolar kaynağı savaş sanayisine yatıranlar, savaş yürütmek için ordular oluşturan, besleyen, çarpıştıranlardır.
Kapitalist-emperyalist sistem girdiği bunalımdan çıkma yolu olarak yeni bir paylaşım savaşını dayatıyor. Emperyalist kampta liderliği sorgulanır hale gelen ABD, emperyalist hegemonyasını korumak için dünyanın bütün kıtalarında NATO eli ile yeni savaşları kundaklıyor. Yağma ve paylaşım savaşları emperyalist sistemin ürünüdür. Emperyalist sistem var olduğu sürece savaşlar kaçınılmazdır. Emperyalistlerin yağma ve paylaşım savaşlarına karşı işçilerin ve ezilen ulusların haklı savaşlarının yanındayız. Gerçek ve kalıcı barışın da ancak emperyalist-kapitalist dünya düzenine karşı sınıfsız sömürüsüz bir dünya mücadelesiyle sağlanacağının bilincindeyiz.
İşçi ve emekçileri sefalete mahkûm edenler Kürt halkına imha ve inkârı dayatanlar barışı sağlayamazlar!
Burjuvazi ve onun devleti, devleti yöneten siyasi iktidar; Kürdistan'da, Irak'ta, Suriye'de savaş yürütmesine rağmen ‘barış sever’ kesiliyor. Mehmet Şimşek programı adı altında emekçilerin boğazını daha da sıkan, krizin faturasına bizlere ödetmek isteyen AKP milyarlarca doları ‘savunma sanayi’ adı altında savaş sanayisine yatırıyor. Bölgede ve dünyada paylaşım dalaşından geri kalmamak için harıl harıl silahlanıyor, yeni silahlar üretiyorlar. Üstelik bunu ‘barış’ için yaptıklarını utanmadan söylüyorlar.
Biliyoruz ki kapitalizm-emperyalizm var olduğu sürece savaşlar olacaktır.
Biliyoruz ki savaşların kaynağını kurutmak için savaşmak gereklidir.
Biliyoruz ki haklı savaşlar desteklenmeden haksız savaşlara karşı mücadele edilemez!
Biliyoruz ki asıl düşman içerde ve dışarıda işçileri, emekçileri sömüren, ezen, onları ulusal, dinsel temelde bölen, onları birbirine düşman eden burjuvazi ve onların düzenidir.
Sermaye devletinin yürüttüğü işgalci ve yayılmacı savaşa karşı, işçileri, emekçileri ses çıkarmaya, mücadele etmeye çağırıyoruz. Gerçek ve kalıcı barış için ‘İşçilerin birliği, halkların kardeşliği’ mücadelesini büyütmeye davet ediyoruz.
Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
Halklar arasında savaşa, sınıflar arası barışa hayır!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!”