“Hopa yapay yolla oluşturulmuş bir felakettir”

Çevre Mühendisleri Odası ve İstanbul Hopa Dayanışması, Hopa’da yaşanan selin felakete dönüşmesi ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, yaşananın bir “doğal afet” olmadığını bölge koşulları hiçe sayılarak yapılan yol ve inşaatların felaketi doğurduğunu belirtti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 26 Ağustos 2015
  • 12:48

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi ve İstanbul Hopa Dayanışması, bugün düzenledikleri basın toplantısıyla, Hopa’da yaşanan selin felakete dönüşmesinin gerisindeki nedenleri değerlendirdi.

Taksim’deki ÇMO İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen toplantıda ÇMO adına açıklamayı Kübra Ayçiçek yaptı. Ayçiçek, Hopa başta olmak üzere Karadeniz kıyılarının yoğun yağışların ve bu yağışlara bağlı olarak sellerin yaşandığı bir bölge olduğunu hatırlatarak açıklamasına başladı. Bölgenin eğimli ve suya doygun olmasının sellerle birlikte heyelanları da beraberinde getirdiğini ifade etti.

24 Ağustos’ta metrekareye 24 saat içerisinde 221 kg yağmur düştüğü bilgisini veren Ayçiçek, meteorolojinin sel konusunda uyarı yaptığını söylemesi karşısında “neden önlem alınmadı?” sorusunu sordu.

Bölgede altyapının yetersiz olmasından kaynaklı konutların atık sularının fosseptik çukurlarına boşaltıldığını ve bunun da toprağın suya doygun olmasına yol açarak yağan yağmuru emmemesi ve taşkınlar oluşması sonucuna etki ettiğini ifade etti.

“Karadeniz adeta yapay bir ‘afet bölgesi haline getirilmektedir”

“Doğu Karadeniz’deki şiddetli yağışların oluşturduğu taşkınların nedenlerinden biri de usulsüz ve doğa dengesi gözetilmeden yapılan yollardır” diyen Ayçiçek, Karadeniz Sahilyolu başta olmak üzere bu yolların doğal bir set işlevi görerek suyun denizle buluşmasını engelleyerek taşkınlara neden olduğunu belirtti.

Bölgenin doğal koşullarına rağmen yapılan yollarla birlikte artan yapılaşmanın riskli alanlarda inşa edildiğini belirten Ayçiçek, “Son olarak ‘Yeşil Yol’ ile gündeme gelen Karadeniz’de asfaltlama nedeniyle suyun toprakla ve deniz kenarlarında denizle buluşması engellenmekte Karadeniz adeta yapay bir ‘afet bölgesi haline getirilmektedir” dedi.

Devlet Su İşleri’nin Artvin bölgesinde 15 baraj ve 166 nehir tipi HES yapmayı planladığını belirten Ayçiçek, HES yapımı sırasında zeminde yaratılan tahribatların bitki örtüsüne de zarar vererek erozyona yol açtığını ifade etti.

“Doğal afet değil yapay afet”

“Kapitalist tüketim kültürünün enerji hırsını Karadeniz sularının dengesini bozarak ortaya koyması da yaşanan sel felaketinin başlıca etkenlerinden biridir” diyen Ayçiçek, yaşananın “kader-fıtrat” olmadığına dikkat çekerek bölgedeki risklerin önceden belirlenmesi ve bu risklere karşı gerekli önlemlerin alınması gerektiğine vurgu yaparak şu sözlerle açıklamaya devam etti:

“Tapografik özellikleri dikkate alınmadan, ekolojik etkiler saptanmadan, doğal denge bozularak yapılan her çalışma Karadeniz’de olduğu gibi Türkiye’nin her yerinde bir felaket olarak karşımıza çıkacaktır.

Bilimsellikten uzak ve halk yararı gözetmeyen her yönetim şekli de bu felaketin sorumlusu olarak tarihe not düşülecektir.”

Ayçiçek, Karadeniz doğasına rağmen planlanan projelerin iptal edilmesi, akarsu yataklarının düzgün bir akış için düzenlenmesi, bölgenin afet risk analizinin oluşturulması, gerekli yerlere taşkın uyarı sistemlerinin kurulması, doğal dengeyi bozacak baraj ve santral yapımlarının durdurulması taleplerini sıralayarak Hopa halkıyla dayanışma içinde olacaklarını belirtti.

Hopalılar bunlar yaşanmasın diye mücadele ediyor

Ardından sözü İstanbul Hopa Dayanışması adına Ertuğrul Çelik aldı. Hopalıların uzun süredir böyle durumlarla karşılaşacağını bildiği için talan projelerine karşı mücadele ettiğini ifade eden Çelik, selin ardından hala yolları açılmayan köylerin olduğunu belirterek sorunların oradaki yerel dayanışmayla çözüldüğü bilgisini verdi. “Yaşanan felaket sermayenin, AKP’nin doğayı rant için talana açmasından kaynaklanmaktadır” diyen Çelik, yaşananın doğal afet olmadığını söyledi. Çelik bu durumlar karşısında hukuki süreçlerin işletilmesi gerektiğini ancak asıl olarak topyekûn mücadelenin belirleyici oyacağını vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.

Son olarak TMMOB olarak hasar tespiti yapılması için bölgeye bir heyet gönderileceği ve yaşanan durumu istismar etmek isteyen kişilerin para toplamaya çalıştığını ancak bölge halkının böyle bir talebi olmadığı belirtilerek bu çağrılara itibar edilmemesi çağrısı yapıldı.

Basın toplantısı saat 19.00’da Taksim Tünel Meydanı’ndan Galatasaray Meydanı’na yürüyüş yapılacağı duyurularak sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul