Barış, demokrasi, çözüm ve ülkeyi yönetme vurgusu öne çıktı
AKP-MHP koalisyonun fütursuz zorbalığına rağmen Halkların Demokratik Partisi (HDP), 4'üncü olağan kongresini “Geleceğe yürüyoruz” sloganıyla Ankara’da kitlesel bir katılımla gerçekleştirdi.
1018 delegenin katıldığı kongrede HDP eş genel başkanları ile 100’ü asil, 50’si yedek 150 kişilik Parti Meclisi, Merkez Disiplin Kurulu, Uzlaştırma Kurulu gibi yetkili organlar seçildi.
Önceki HDP kongrelerine göre yabancı delegasyon katılımı yüksek oldu. Tunus, Filistin, Ürdün, Fas, Kıbrıs, İsveç, Batı Şeria, Fransa, Galiçya, Almanya, Avusturalya, Lübnan, Yunanistan, Bask, Mısır, İtalya, Katalonya, Danimarka, Norveç, İngiltere, İskoçya, Portekiz, Finlandiya, İsviçre, İspanya, Ermenistan, Irak başta olmak üzere 28 farklı ülkeden konuk HDP kongresine katıldı.
Kongre salonuna “Güçlü yerel demokrasi ve yerinden yönetim”, “Kadına şiddete son”, “Doğanın sömürüsüne son, ekolojik toplum ve yaşam”, “Tecride son”, “Ya kanal ya İstanbul”, “Tüm inançlara özgürlük, Alevilere eşit yurttaşlık”, “Çocuk istismarına, tacize ve tecavüze son” gibi sloganların yer aldığı Türkçe, Kürtçe ve İngilizce pankartlar asıldı.
Kongrede gün içinde öne çıkan öne çıkan şiar ise “Bu ülke bizlerin. Bizler yöneteceğiz” oldu. Yanı sıra “Büyük siyaset, büyük umut, büyük değişim” vurgusu da öne çıkartıldı.
Sezai Temelli’den “radikal demokrasi”, “Demokratik Cumhuriyet” vurgusu
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temeli, "Demokrasi mücadelesini faşizmin zindanlarında sürdüren tüm tutsak yoldaşlarıma selam olsun" diyerek başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Adaletsizlik, eşitsizlik ve sömürü düzeni olan kapitalizm bugün büyük bir kriz içerisinde. Otoriter liderler bu krizi aşmak için her yerde savaşı dayatıyorlar. Bu savaşın merkezinde Ortadoğu vardır. Ama zulmün büyüdüğü her yerde, direniş de büyüyor. AKP’nin yaratmak istediği tekçi, asimilasyoncu, geleceğimizi tutsak etmek isteyen politikalarına karşı Türkiye’de elbette HDP var, siz varsınız.”
Her alanda mücadeleye katıldıklarını savunan Temelli, şu çağrıda bulundu: “Halklarımızı AKP-MHP faşizminden kurtarmak ve Üçüncü Yolu örgütleyerek demokratik iktidarımızı kurmak tarihi bir sorumluluk olarak önümüzde durmaktadır. Türkiye ve Ortadoğu halklarına demokrasiyi ve barışı getirmek için demokrasi ittifakında bir araya gelelim diyoruz… Farklı mücadeleleri faşizme karşı ortak bir mücadele dilinde, ortak bir eylemlilik zemininde buluşturmalıyız.”
Emperyalizme karşı enternasyonalist/konfedaralist zeminde mücadeleyi var etmek gerektiğini söyleyen Temelli, demokrasi yolunda “radikal demokrasi” mücadelesini güçlendirmenin, “Demokratik Cumhuriyet”i var etmenin önemine değindi.
Pratikte anti-emperyalist ya da anti-kapitalist bir söylem/eylem çizgisi olmamasına rağmen Temeilli’nin veda konuşmasında emperyalizm karşıtlığından söz etmesini, kongre prosedürünü yerine getirme ihtiyacının bir ürünü saymak gerek. Nitekim yılların retoriği olan “radikal demokrasi/Demokratik Cumhuriyet” önermesini tekrarlaması, Temelli’nin emperyalizme ya da kapitalizme karşı durmak gibi bir iddia taşımadığını zaten gösteriyor.
Pervin Buldan’dan “demokrasi ittifakı” daveti
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise salondakileri Kürtçe-Türkçe selamlayarak başladığı konuşmasında zindanda bulunan Abdullah Öcalan’la HDP’lilerin adlarını sıralayarak selamlarını ilettiğini belirtti.
İktidarın barış iradesinden korktuğu için masayı devirdiğini belirten Buldan, ülkeyi yöneteceklerini savunarak şöyle dedi: “…Kürtler seçemez, Kürtler yönetemez” dediler. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar; Kürtler seçmeye de, kendi kentlerini yönetmeye de devam edecektir. Sadece kentleri değil, Biz’ler, artık bu ülkeyi yöneteceğiz ve yönetmeye geliyoruz. Halkımız darağaçlarında, katliamlarda, zindan vahşetlerinde diz çökmedi. Bundan sonra da asla diz çökmeyecektir.”
Konuşmasında demokrasiye, barışa, adalete, birlikte yaşama vurgu yapan Buldan, AKP-MHP-BBP dışındaki düzen partilerini şu sözlerle “demokrasi ittifakı”na davet etti: “Buradan; demokrasiden, adaletten, toplumsal barıştan, birlikte yaşamdan, emekten yana olan, geleceğe dair sözü olan herkesi, iktidar dışındaki tüm siyasi partileri demokrasi ittifakına davet ediyoruz. Bu aynı zamanda demokrasiye bir davettir. Demokratik uzlaşıya bir davettir.”
Buldan, demokrasi ittifakına davet ettiği düzen partilerini şu hedefleri gerçekleştirmeye de çağırdı: “Üstünlerin değil mazlumların adaletini sağlayalım. Toplumsal barışımızı kuralım. Yolsuzluk, hırsızlık düzenine son vererek sosyal adaleti gerçekleştirelim. Hep birlikte demokratik anayasayla yeni bir toplumsal sözleşme yapalım…”
Pervin Buldan’ın bu çağrıları samimiyetle yaptığı görülüyor. Ancak sorun şu ki, hem kapitalist düzen hem bu düzenin partileri Buldan’ın kuralım dediği demokratik yönetimin önündeki esas engellerdir. Kapitalizmin krizinin aşılamadığı bir dönemde demokratikleşme değil faşizan rejimler işbaşına getirilirken, burjuva partilerini “demokrasi ittifakı”na davet, onlardan böyle bir adım atmalarını beklemek, en iyi ihtimalle hüsran yaratabilir.
Tutuklu eş başkanlardan ortak mesaj
HDP’nin tutuklu bulunan önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş kongreye ortak mesaj gönderdi.
"Partimiz HDP, kurulduğu günden bu yana Türkiye halklarının, ezilenlerinin büyüyen umudu haline geldi...” denilen mesajda yoksulluk, işsizlik, açlık, sömürü, savaş, yıkım, göç gibi temel sorunların kapkaranlık bir gelecek vaat ettiğine vurgu yapılarak bu çalkantılı dönemde HDP’nin misyonu edebi bir söylemle “kurtuluş gemisi” metaforuyla anlatıldı.
“Kasırganın, selin, tufanın ortasında ayakta kalmış bir “NUH’UN GEMİSİ”. Bu gemi şimdi, yeryüzünün bütün renklerini bağrında taşıyan yolcularıyla birlikte yeni yaşamı kurmak üzere ağır ağır yanaşıyor limana.” İfadelerinin yer aldığı mesajda şu vaatlerde bulunuldu: “Bu gemi limana varacak demiştik, evvel Allah sözümüz söz olsun. Şimdi hedef halkın iktidarını kurmaktır artık, hepimizin yolu açık olsun.”
Zindanlarda rejimin zorbalığına karşı direnen eski eş başkanların onurlu bir duruşu var. Ancak “Nuh’un Gemisi” metaforuyla HDP’nin “halkın iktidarını” kuracak bir “kurtarıcı” gibi sunulması, 7 Haziran 2015 sonrası estirilen “umut havası”nın ardından yaşanan kırılmanın göz ardı edildiği izlenimi veriyor.
Düzen partilerinin temsilcileri de katıldı
Konuşmalarda “demokrasi ittifakı”na davet edilen düzen partileri, kongreye de davet edildi. AKP-MHP-BBP partilerine ise davet gönderilmedi. CHP, Gelecek Partisi, Saadet Partisi kongreye temsilci gönderirken, yeni partisini kurmaya hazırlanan AKP’nin kurucularından Ali Babacan ise, mesaj gönderdi. Kongreye davet edilen İYİ Parti, davete icabet etmedi.
Yeni eş başkanlar Pervin Buldan-Mithat Sancar
Kongrede bin 18 delegenin 838’inin katıldığı seçim sonucuna göre 2 oy geçersiz sayıldı. Pervin Buldan ile Mithat Sancar 836 oy ile eş başkanlığa seçildi.
Eş başkanlığa yeni seçilen Sancar, girişini Arapça yaptığı konuşmada, “Geçmişten bugüne direnenlerden, bedel ödeyenlerden, bedel ödemekten çekinmeyenlerden umudu alıyoruz. Şimdi inşa zamanıdır. Direnerek kazandık şimdi kazandıklarımızı inşa edeceğiz. Bunun temeline demokrasiyi, özgürlüğü ve barışı koyacağız. Barışı, adaleti inşa etmek için zaman gelmiştir. Yeni yaşamı, özgür yaşamı, demokratik zamanı inşa edin. HDP şimdi inşa yolundadır.” İfadelerini de kullanarak umutlu oldukları mesajını verdi.