Hacı Bektaş-ı Veli’yi Anma törenleri sona erdi. Son yıllar üzerinden bakıldığında katılım açısından en zayıf anma idi. Belediye anma törenine katılıma dair geçmiş yıllarda açıklamalarda bulunurdu. Her yıl meydanda yapılan açılış programı, OHAL gerekçesiyle Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’ne alındı. Açılış töreninde ayrıca Hacı Bektaş-ı Veli Dostluk ve Barış Ödülü Alev Çoşkun’a verildi.
Açılış töreninden yansıyanlar
Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’nde yapılan açılış programında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Nevşehir Valisi ve 2 bin civarında Alevi katıldı.
Geçmiş yılları aşan yüzlerce kolluk gücü salon ve salon çevresindeydi. 15 Temmuz darbe girşiminin ardından belirginleşen AKP ve CHP dayanışması Hacıbektaş’ta da sürdü. Önceki yılların aksine Kemal Kılıçdaroğlu ve AKP iktidarını temsilen açılış etkinliğine katılan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı salona birlikte giriş yaptılar. Bu tablo AKP-CHP arasında süren bahar havasının yeni bir göstergesi olarak kayıtlara geçti.
Törende, Kültür ve Turizm Bakanlığı Hacıbektaş Semah ekibi gösteri yaptı. Gösterinin ardından AKP’nin ebedi şefinin mesajı okundu. Mesaj, salonda bulunan emekçiler tarafından yuhalandı. Böylece Alevi emekçileri çağımızın Hızır Paşalarına geçit vermeyeceklerini gösterdiler.
Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu 15 Temmuz darbe girişimine değindi. Bir defa daha çözümün yolu olarak ulusalcılığın mayası olan Kemalizm'i adres olarak gösterdi. 15 Temuz darbe girişiminin nedenini de, Kemalizm'den uzaklaşma olarak tarifledi.
Hacı Bektaş-ı Veli’nin "İncinsen de incitme" öğretisine bugünlerde daha da çok ihtiyaç duyduklarını kaydeden Bakan Avcı, “Bir olarak, iri ve diri olarak bir ay önce hep birlikte bayrağımıza sahip çıktık. Bundan sonra da özellikle eğitim ve kültür hayatımızda genç kuşaklara olabildiğince sade olarak çaba göstermemiz gerekiyor” diye konuştu. Bakan Avcı, Alevi köylerine cami yapı vb. AKP iktidarının Alevilere yönelik saldırılarına dair tek bir söz söylemedi. Aleviliğin İslam içi olduğu demogojisine sarıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu söyleyerek, “teröre ve şiddete asla izin vermeyeceklerini” dile getirdi. Bir defa daha Kürt halkının haklı ve meşru mücadelesini “terör” olarak tanımladı. Çözümün yolu olarak CHP’yi gösterdi. “Kim bu ülkeyi daha iyi yönetecekse, kim kul hakkı yemiyorsa, onu başa getirmek zorundayız. Çıkışımız buradadır’’ diye konuştu.
Yıllardır ortak yanı Kemalizm olan, Kürt sorunu ve Alevi sorunu konusunda kemalist burjuvazisinin politik bakışı ve pratik tutumunu rehber edinen isimlere ödül verme geleneği bu yılda sürdü. Hacı Bektaş-ı Veli Dostluk ve Barış Ödülü Alev Çoşkun’a verildi. Çoşkun, Dersim Katliamı'nı haklı göstermeye yönelik politik tutumun dümenine yıllarca su taşımıştı. Dersim’de yaşananların katliam olduğunu söyleyen bilim insanlarını, ilerici Alevi örgütlerini Kürt hareketi safında yer almakla suçlamıştı.
Törenlerdeki yılardır devam eden istikrarlı zayıflama bu yılda sürdü
Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri’nin içinin boşaltılması ile kültürel-sanatsal etkinliklerdeki kısırlaşma süreci bu yıl tüm çıplaklığı ile ortaya çıktı. Törenlerde yine “devlet Aleviciliği”nde ifadesini bulan anlayış öne çıktı. Etkinlikler de devlet Aleviciliğine kan taşıdı. Paneller ve resmi açılış programına bu anlayış damgasını vurdu.
Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri nitelik açısından da son derece zayıftı. Belediye Başkanı ve şürekası şenliklerin siyasal ve ideolojik içeriğini, daha önceki yıllarda olduğu gibi ulusalcı temelde ele aldı. Şenliklerin içeriğini boşaltmaya çalıştı. Ortaya çıkan boşluk üzerinden rantsal bir alan olan dini ögelerin pazarlanması öne çıktı.
Bu yıl bir panel düzenlendi. Aleviliği hümanizm temelinde ele alan konuşmacılar, Alevilerin Cumhuriyet öncesi uğradıkları katliamları dinsel gericilikle açıklamaya çalıştılar. Cumhuriyet döneminde başta Dersim olmak üzere, Maraş ve Sivas’ta yaşanan katliamlarda Türk sermaye devletinin belirleyici rolüne değinmekten ise özenle kaçındılar.
Devrimci-ilerici güçlerin katılımı ve müdahaleleri sıfırlanmıştı
Sermaye devleti bu yılki etkinliklere yönelik ilerici ve devrimci etkiyi sınırlamak için özel bir çaba harcadı. Günler öncesinden “IŞİD’in bombalı saldırı yapacağı” yalanı devletliler tarafından özel bir tarzda pompalandı. “Güvenlik” gerekçesiyle ilçenin giriş çıkışları tutuldu.
Şenliklere devrimci ve ilerici güçlerin müdahalesi ilk defa sıfırlanmış olarak karşımıza çıktı. Ne reformist sol ne de devrimci hareket etkinliklere herhangi bir araçla müdahale etti. Tanıtım standı bile açmadılar.
Komünistler şenliklere çok yönlü müdahalede bulundular
Sınıf devrimcileri Alevi örgütlerinin başına çöreklenmiş ağaların gerçek konumunun anlaşılması ve devlet Aleviciliğinin kıskacındaki etkinliklerin devrimcileştirilmesi çerçevesinde çok yönlü etkin bir çalışma yürüttüler.
Komünistler şenlikler üzerine hazırladıkları bildirileri dağıttılar. Ajitasyon konuşmaları eşliğinde Kızıl Bayrak satışı gerçekleştirdiler. OHAL vb. faşist saldırılara karşı mücadele çağrısını yükselttiler.
Komünistler, tanıtım standı açtılar. Standı ziyaret eden emekçilerle düzenin saldırıları ve saldırılara karşı mücadele üzerine verimli tartışmalar yürüttüler. Gündeme ilişkin ajitasyon ve propaganda konuşmaları gerçekleştirdiler.
Komünistler daha önceden planladıkları “15 Temmuz darbe girişimi”, “Alevi sorunu”, “Demokrasi ve devrim”, “Bağımsızlık ve devrim”, “Ulusal sorun ve devrim” konulu söyleşiler gerçekleştirdiler.
Bu yıl tüm kısıtlı olanaklara rağmen şenliklere anlamlı bir müdahalede bulunan sınıf devrimcileri, düzenin saldırılarının yoğunlaştığı böyle bir dönemde gericiliğin dikkatini çeken bir çalışma yürüttüler. Kolluk güçlerini, bir bütün olarak devletlileri rahatsız eden çalışma gözaltı terörü ile bastırılmaya çalışıldı. Yaşanan gözaltı terörü sermaye devletinin yürütülen politik çalışmadan, şenliklere yönelik sürekliliği ve istikrarı olan devrimci müdahaleden duyulan rahatsızlığın dolaysız sonucuydu.
Kayseri BDSP