Fındıklı halkı balık çiftliğinin derenin suyuna el koyduğunu belirterek “Suyuma dokunma” diyor. Mete Hacaloğlu, “Dere tüm insanlığın malıdır” ifadelerini kullandı. Fındıklı’da oturanlar, balık çiftliğinin sahibi Kuzuoğlu Grup şirketlerine karşı dava açtı.
Dava açanlardan biri dava dilekçesinde rızaları dışında arazilerine iş makinesi sokularak metrelerce derin kuyular açıldığını, hendekler kazıldığını ve bu hendeklere devasa borular döşendiğini anlattı. Arazilerin doğal yapısının bozulduğu, ağaçların kesildiği ve tahrip edildiği belirterek mala zarar verme suçunun işlendiği belirtildi.
'Yıkım kararı var'
İtiraza verilen cevapta ise şirketin, kiraladığı arazinin balık çiftliği faaliyetine uygun olmadığı halde kiralandığı, akabinde balık çiftliği inşa edildiği ve tesisin faaliyete geçebilmesi için boru hattıyla tesise tonlarca su taşımak istediği belirtildi.
Mahkeme heyeti, geçen pazartesi günü bölgede keşif yaptı. Bölge sakinleri keşif sırasında “Çağlayan Deresi ağlayan deresi olmasın” yazılı pankart açtı.
Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'a konuşan Rize Fındıklılı Mete Hacaloğlu da bu derenin köy için son derece önemli olduğunu belirterek “15 yıl önce başlayan HES furyasının zararlarını gören Fındıklı halkı mücadele etti ve dereye HES yaptırmadı.
Çağlayan Deresi üzerinde, derenin suyu kullanılarak beton havuzlarda alabalık yetiştiriciliğinin endüstriyel boyutlarda yapılması temel sıkıntımız. Daha önceden küçük çaplı havuzlar oluyordu. Vadi ve dere kapasitesini aşmıyordu. 3-4 yıl önce devralındı. Daha büyük havuzlar yapıldı, daha çok su ihtiyacı oldu. Bu çiftlik için dere yatağına keyfiyata dayalı derenin suyunu alabilecek bir düzenek yapıldı. Buna ilişkin Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yıkım kararı çıkarıldı fakat 8 aydır uygulaması yapılmadı. Kontrol edip de ‘Neden yıkılmadı’ diyen de olmadı’’ dedi.
'Bazen komple kuruyabiliyor'
Çağlayan Deresi’nin geniş bir yatağı olduğunu vurgulayan Hacaloğlu, “Suyun alınması nedeniyle kontrol de olmadığı için kimi zamanlar dere yatağı komple kuruyabiliyor. Buraya has, endemik bir balık türümüz var: Deniz alası. Bu dere kuruyunca ya da dere yatağında yapılan herhangi bir müdahale, su alma düzenekleri gibi, bu canlının hayatını etkiliyor’’ diye konuştu.
Hacaloğlu, çiftliğin büyümesiyle atık sorununun da oluştuğuna değinerek özellikle havuzların temizlendiği zamanlar dereye boşaltım yapıldığını anlattı.
Hacaloğlu özetle “Yanına yaklaşamadığımız, kokusundan duramadığımız zamanlar oldu. Dere, insanlığın malıdır, ticari kaygılarla yaklaşılan bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil’’ ifadelerini kullandı.
Taleplerini de sıralayan Hacaloğlu, öncelikle o boruların sökülmesi gerektiğine dikkat çekerek atıkların ileri düzeyde bir arıtma sisteminden geçmesi gerektiğini anlattı.
Hacaloğlu, son olarak dereden suyun takibinin yapılabildiği bir usulle alınması gerektiğini söyledi.