1 Mayıs yaklaşırken Aliağa Ege İşçi Birliği Bergama, Aliağa, Menemen ve Çiğli’den katılan işçiler ve aileleriyle piknik düzenledi.
Kolektif şekilde hazırlanan kahvaltı yapıldı. Ardından program 1 Mayıs ve işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde şehit düşen işçi önderleri için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. 1 Mayıs’ın ortaya çıkışı, dünyada ve Türkiye’de 1 Mayısların tarihinin sunucular tarafından aktarıldığı program Ege İşçi Birliği temsilcisinin konuşmasıyla devam etti. EİB temsilcisi İzmir’de Habaş, İDÇ, CMS, Kocaer, Gemi Söküm, Kardemir gibi fabrikaların somut çalışma koşulları üzerinden örneklendirdiği kapitalist düzenin işçiyi hiçe sayan gerçekliğini ortaya koydu. Lezita, Agrobay gibi direnişlerde devletin, sermayenin, jandarmanın direnenlerin karşısına dikilmesi ve bunun sermaye düzeni ile bağı kuruldu. Örgütlenmenin, dayanışma ve mücadelenin önemine vurgu yapılan konuşma, 1 Mayıs’a işçi sınıfının en kitlesel şekilde geçmesi için katılımın güçlendirilmesi çağrısıyla konuşma bitirildi. EİB konuşmasının ardından işçi forumuna geçildi.
İlk olarak Lezita Direnişi adına gelen işçiler işçi kürsüsünde söz aldı. Süreçlerinden ve sendikal hareketin durumundan bahseden direnişçiler sınıf mücadelesinin ancak sınıfa karşı sınıf bakışı ile ilerleyebileceğini söyledi. Lezita sermayesinin en baştan beri örgütlülüklerini tanımadığını ve bunun birleşerek, örgütlenerek aşılabileceğini dile getirdi.
Agrobay direnişi adına söz alan işçi ise sermayenin büyük imkanlar ile işçilere saldırdığına, düzenin tüm kurumlarının bu sürece destek verdiğine değindi. Haklarını, alınterilerini istediklerini, bunun en meşru durum olduğunu ama kimsenin Agrobay patronu Arzu Şentürk'e bunun hesabını sormak için adım atmadığını söyledi.
Direnişçi işçilerin ardından CMS'den işten atılan bir işçi ve 2016 yılında Çiğli AOSB'DE gerçekleşen Gürmak direnişinden bir işçi süreçlerinden ve yaşadıkları deneyimlerden bahsettiler.
Gemi söküm direnişi temsilcilerinden olan bir işçi ise gemi söküm direnişinin derslerini anlatan bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmada şunlar ifade edildi:
"Direniş öncesi işçi ölümleri bizim için cenaze töreni olarak geçiyordu. Direniş sonrası ise yaşadıklarımızın daha çok farkına vardık. Her şeye eyvallah dersek daha kötüye gidiyoruz. Sermaye 5-10 adım önden gidiyor. Bunu kırmanın yolu da işçilerin birliğinden geçiyor."
Aliağa’da çalışma yaşamında karşılaştığı zorlukları anlatan bir kadın işçi söz aldı. Taciz ve mobbingin kadın işçilere bir kural gibi yapıldığını yaşadıklarıyla aktaran işçi, hakkını aradığında ise iftiraya uğradığını ama kararlı durduğunda amirlerin geri adım attığını ifade etti. Ardından metal sektöründe yıllarca çalışmış bir işçi söz alarak mücadele süreçlerinde ve fabrikalarda yaşadığı deneyimlerini paylaştı.
İşçi forumunun ardından serbest zamanda oyunlar oynandı, çocuklar için etkinlik gerçekleştirildi, sohbetler edildi. Serbest zamanın ardından hep birlikte kurulan sofrada yemek yendi. İkinci bölüm işçiler tarafından hazırlanan müzik dinletisiyle devam etti. İDÇ ve CMS’den işçiler söyledikleri mücadele türküleri ve deyişlerle etkinliğe renk kattılar. Program halayların ardından 1 Mayıs’ta alanlarda buluşma çağrısıyla sona erdi. Pikniğe katılanlara Emeğin Kurtuluşu’nun son sayısı ve 1 Mayıs günü toplanma bilgilerinin yer aldığı davetiyeler ulaştırıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir