"'AB'nin ne dediği bizi ilgilendirmez. Eğer bizi AB'ye almazlarsa almasınlar'. Cumhurbaşkanı [Recep Tayyip] Erdoğan'ın bu son çıkışının ardından TL, Dolar karşısında yüzde 4 değer kaybetti ve ülkenin yöneldiği rota konusundaki endişeler de arttı" ifadeleriyle başlayan yazıda, 14 Aralık operasyonu sonrasında Erdoğan'ın AB'ye karşı tutumunu katılaştırdığı ifade ediliyor.
Yazıda AB Dışişleri Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn'ın son gözaltıların ardından yaptığı Türkiye'nin AB'ye üyeliği hukukun üstünlüğü ile temel hak ve özgürlüklüre saygıya bağlı" uyarısı da hatırlatılıyor.
'Cumhurbaşkanı'nı kızdıran hedef oluyor'
"Erdoğan'ın cevabı ise 'AB kendi işine baksın' şeklinde oldu. Son gözaltılar Erdoğan'ın Fethullah Gülen takipçilerine karşı başlattığı amansız savaşın tırmandığını gösteriyor" denen yazı şöyle devam ediyor:
"AK Parti ve Gülenciler arasındaki güç mücadelesi bir yıl önce Erdoğan'ın yakın çevresini hedef alan yolsuzlık soruşturmasıyla açığa çıkmıştı. Erdoğan, emniyet ve yargıda yaptığı atamalarla soruşturmayı ezip geçti. 'Sahte peygamber' ve takipçilerini yok etme konusunda da son derece kararlı gözüküyor. Erdoğan'ın hedefleri arasında İslami bankacılık yapan Bank Asya da vardı. Yıl içerisinde sırası üç kez kapatılan Bank Asya hisseleri 2014'ün ilk dokuz ayında yüzde 40 değer kaybetti ve büyük kamu kuruluşları da bu bankadaki mevduatlarını çektiler. Bir bankacı 'Cumhurbaşkanı'nı kızdıran herkes potansiyel hedef haline geliyor' diyordu."
YAzıda, aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu son gözaltı operasyonunda ise 31 kişinin 'darbe' ile suçlandıkları hatırlatılıyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Türk basını, gözaltına alınanlara yöneltilen suçlamalar arasında Gülen hareketinin rakip bir İslami cemaate karşı kampanya yürütmekle suçlandığını da yazıyor. Gülen ve takipçileri Zaman gazetesi ve Samanyolu TV'de yayınlanan 'Tek Türkiye' dizisi ile örtülü mesajlar vermekle suçlanıyor."
'Faiz lobisi genişletildi'
14 Aralık'ta gündeme gelen bu iddiaları "Erdoğan, Haziran 2013'teki Gezi Parkı protestolarından bu yana daha paronayak hale geldi" sözleriyle yorumlayan Economist'in yazısı, AB-Türkiye ilişkilerine vurgu yaparak sonlanıyor:
"Erdoğan, Gezi Parkı protestoları zamanında Batılı bankacılar, casuslar ve medya mensuplarından oluşan küresel bir 'faiz lobisini' suçlamıştı. Amacın AK Parti'yi devirmek olduğunu savunuyordu. Daha sonra Gülenciler de bu lobiye dahil edildiler. Şimdi de kağıt üzerinde Türkiye'nin üye olmak istediği AB de listeye girmiş gibi duruyor."
BBC Türkçe / 18.12.14