Diyarbakır, Suruç, Ankara, Sultanahmet... Katili uzaklarda arama!

Suriye sınırını bu eli kanlı katillere açarsan, silah verirsen, lojistik destek sağlar, militanlarını tedavi edersen, eğitirsen; IŞİD'in Türkiye'deki her türlü eyleminin sorumlusu da sen olursun. Yani Sultanahmet patlamasının birinci dereceden sorumlusu devlettir. Tıpkı Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da olduğu gibi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Ocak 2016
  • 09:27

Yine bir intihar saldırısı, yine onlarca ölü... 

Ölümler, parçalanan bedenler ve açıklamalar aynı: “Terörle mücadelede” kararlılık mesajları....

Gerçeği karartmak, toplumun algısını tektipleştirmek için yapılanlar da aynı. Önce yayın yasakları, sonra yandaş meydanın kurgu manşetleri... Örneğin Star, saldırının failini hızla ‘çözdü’: Eli kanlı Putin, işbirlikçi Esad ve Ruhani.

Devletin Sultanahmet katliamındaki rolü öncekilerden farksız. Zira devlet “IŞİD'in Türkiye’de yaşayan gayrimüslimlere, yabancı uyruklu kişilere, turizm bölgelerine, yabancı ziyaretçilerin yoğun bulunduğu veya ziyaret ettiği noktalara veya ilgili ülkelerin büyükelçilik ve konsolosluklarına, ülke içindeki NATO noktalarına canlı bomba eylemcileriyle eylem planladığı” bilgisine sahip olmasına rağmen, bu konuda kılını bile kıpırdatmıyor. Üstelik canlı bomba eylemini yapan Arabistan doğumlu Suriye vatandaşı Nabil Fadli'nin bir hafta öncesinde çekilmiş görüntüleri mevcut. Bu görüntüler, 5 Ocak 2016’da İstanbul’da kaydedilmiş. Gazetelerde yer alan habere göre Fadli'nin İstanbul’daki bir merkeze başvurarak “bazı işlemler için” parmak izi verdiği belirtiliyor.

Görüyorsunuz ölüyoruz ama yayın yasakları, dezenformasyon, yalan haberler, hedef şaşırtmalar, alınmayan güvenlik önlemleri dışında değişen hiçbir şey yok. AKP'nin seçim sürecinde öne çıkardığı istikrar söyleminin kendisini doğruladığı tek nokta “katliamcılık” konusunda yaşanıyor.

***

Sultanahmet'te yaşanan patlama IŞİD'in üstüne ihale edildi ama patlamanın sorumluluğunu taşıyan devlettir.

Eğer devlet bu eli kanlı çetelerin Türkiye'de rahatça örgütlenmesine izin veriyorsa başka ne olabilir? Aylardır devletin Kürt halkının gırtlağına çöktüğü ve “terörle mücadele ediyoruz” diyerek kadın çocuk demeden yüzlerce insanı katlettiği bir gerçekse, bir şov programında “çocuklar ölmesin” diyen öğretmen için seferberlik başlatılıyor, fellik fellik aranıyorsa, “barış istiyoruz” diyen akademisyenlere soruşturma açılıyorsa ve bunlar yapılırken IŞİD istediği yerde bomba patlatıyorsa daha ne denebilir ki? Yüzlerce IŞİD hücresi olduğu bilgisi, yakalanan intihar bombası yeleği imalathanesi de IŞİD’in ne kadar yaygın ve rahat bir şekilde örgütlendiğini gösteriyor. Suriye sınırını bu eli kanlı katillere açarsan, silah verirsen, lojistik destek sağlar, militanlarını tedavi edersen, eğitirsen; IŞİD'in Türkiye'deki her türlü eyleminin sorumlusu da sen olursun. Yani Sultanahmet patlamasının birinci dereceden sorumlusu devlettir. Tıpkı Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da olduğu gibi.

Dün bu eli kanlı katiller devlet desteğiyle ilericileri, devrimcileri, Kürtleri hedef alıyordu, bugün Sultanahmet'te olduğu gibi turistleri hedef alıyor. Yarın hiç tahmin edilemeyen herhangi bir yerde başka bir bomba patlayabilir. AKP ve sermaye devletinin cihatçı çetelerle kurduğu karanlık ilişkiler, düşüncesi ne olursa olsun herkesin can güvenliğini, yaşam hakkını tehdit ediyor.

AKP ve emperyalistlerin Suriye serüveninin son görünümü Sultanahmet patlaması oldu. Devlet tarafından organize edilen çetelerin yeni katliamlara hazırlandığı ise açık.

M. Deniz