AKP şefleri sık sık “Hapiste gazeteci kimliğiyle hiç kimse yok” yalanını söylemeyi sürdürürken devlet terörünün bir parçası olarak yargı terörünü eksik etmiyor. Bunun son örneği olarak bugün Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun’a 2 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kararda ceza indirimi yapılmazken, ceza erteleme de verilmedi.
Canan Coşkun, “gizli tanık” Berk Ercan’ın iftiraları üzerinden, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın avukatlarının gözaltına alındıktan sonra 20 Eylül’de çıkarıldıkları savcılıktaki sorgularını Cumhuriyet gazetesinde haber yapmıştı. Bu haber üzerine dava açıldı ve bugün Çağlayan’daki İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar verilerek davanın karar duruşması bugün görüldü.
“‘Kısıtlılık kararı’ haber yapmaya engel değildir”
Duruşmada Coşkun ve avukatı beyanda bulunarak savcının iddialarını reddetti. Coşkun “kısıtlılık kararı”nın gazetecilik ve haber yapılmasına engel olamayacağını savundu. Geçmişte de benzer durumlarda haber yaptığını ve hiçbirinin soruşturma konusu olmadığını söyleyen Coşkun, Hrant Dink’in katledilmesiyle ilgili haberlerini örnek verdi. Coşkun, “Ercan’ın ve ailesinin teşhir edildiği” iddiasına dair savunmasında da söz konusu haberde Ercan ya da ailesiyle ilgili hiçbir ibare olmadığını belirtti. Coşkun’un avukatı Bülent Utku da Ercan’ın ne “terörle mücadelede görev almış kişi” ne de “tanık” olduğunun altını çizerek, atılı suçun unsurlarının oluşmadığını belirtti.
Canan Coşkun hakkında, “soruşturmayı tehlikeye atacak şekilde haber yaptığı, gizli tanığı teşhir ettiği” iddiası üzerinden “suç kastının yoğun olduğunu” öne süren mahkeme heyeti 2 yıl 3 ay hapis cezasına hükmetti.