İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, eski başkanlarından Av. Eren Keskin'e ceza verilmesiyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Bugün saat 13.00'te şube binasında düzenlenen basın toplantısında ilk sözü şube başkanı Abdulkadir Boğa aldı. Boğa, devletin kindar yaklaştığını ve 10 yıl önce söylenen bir söze bile ceza verdiğini, Keskin'in Uğur Kaymaz davası nedeniyle de yargılandığını belirtti. Kimin doğru söylediğini, kimin haklı olduğunu sorarak İHD ve Eren Keskin'in doğru söylediği için cezalandırılamayacağını ifade etti. “Biz de Eren Keskin'in söylediği sözü tekrarlıyoruz” diyen Boğa, devletin Kürt, Alevi ve solcu çocukları katlettiğini vurguladı. Boğa, Keskin'in yanında olacaklarını ifade ederek sözü TİHV İstanbul Temsilciliği'nden Ümit Efe'ye bıraktı.
“Baskılarla insan hakları savunucuları yıldırılamaz”
Ümit Efe de konuşmasına Keskin'in sözlerini tekrarlayarak başladı. Eren Keskin'e verilen cezanın ilk olmadığına değinen Efe, Keskin'in özellikle 90'lı yıllar boyunca tehdit edildiğini, takip ve evine girilmesi gibi baskılarla karşılaştığını aktardı. “Çok denendi” diyen Efe, insan hakları savunucularının baskılarla yıldırılamayacağını vurguladı.
301. maddeyi kaldırmaya çağrı
İHD adına basın açıklamasını Ahmet Demirsoy okudu. “Türkiye’de hukuk cinayetlerine her gün bir yenisi ekleniyor” diyen Demirsoy, açıklamada şunları söyledi: “Devlet görevlilerinin işlediği suçlar, başta cinayet olmak üzere, cezasız kalırken ve Türkiye bu nedenle AİHM’de neredeyse her ay yeni bir mahkumiyet alırken, cezasızlık kültürüne yönelik eleştiriler ayrıca hapisle cezalandırılarak adeta hukuksuzluk gösterisi yapılmaktadır. Son olarak avukat Eren Keskin’e TCK madde 301’den verilen hapis cezası, hukuka aykırı olmakla kalmıyor, devletin kin gütmesi gibi tüm insan hakları kültürünü yerle bir eden bir tutumu güncellemiş oluyor. ”
Cezanın hukuk devletinin değil, kindar bir organizasyonun iş başında olduğunu gösterdiğini belirten Demirsoy sadece AKP hükümetleri döneminde kolluk kuvvetleri tarafından öldürülen 241 çocuğun faillerinin hiçbirinin yargılanmadığına ve hakkettiği cezanın verilmediğine değindi. “Cezasızlık politikası, çocuk öldürme fiili aynı zamanda kolluğa cesaret ve terfi alma sistemine dönüşmüştür” diyen Demirsoy son olarak şunları söyledi: “TCK’nın 301’inci maddesi, cezasızlığın kural olduğu, ifade özgürlüğünün değil, devletin mukaddes olduğu, dolayısıyla da insana her tür kötülüğün reva görülebileceği bir anlayışın ürünüdür. Uygulaması ise maddenin çizdiği sınırları da aşarak tam bir özgürlük kıyımına dönüşmektedir.
Yargı mensuplarını bu hak düşmanı maddenin uygulamasında özgürlükten yana tutum almaya çağırıyoruz. Yasamayı bu hak düşmanı maddeyi kaldırmaya çağırıyoruz.”
Kızıl Bayrak / İstanbul