İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binasında 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla ortak basın toplantısı düzenlendi.
Basın toplantısında ortak basın metni Türkçe, Arapça, Kürtçe ve İngilizce olarak İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, Yıldız Önen, Taha Elgazi ve Gülnarin Demirel tarafından okundu.
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından alınan karar gereğince 2001 yılından itibaren 20 Haziran, Dünya Mülteciler Günü olarak anılmaya” başlandığı belirtilen açıklamada Türkiye'de 4,6 milyon kayıtlı göçmenin olduğu belirtildi.
Göçmenleri zorla göndermenin giderek arttığı söylenen açıklamada “Geri Gönderme Merkezleri’nin” Guantanamo işkencehanelerine benzetildiği vurgulandı. Göçmenlerin çalışma izni olmadığı için kayıtdışı olarak daha yoğun sömürüye uğradığı belirtilen açıklamada mültecilere ilişkin insan hakkı savunucularının talepleri şöyle sıralandı:
“– Mültecilere yönelik hak temelli bir yaklaşımın benimsenmesi,
– Kadın, çocuk, LGBTİ+ birey yaşlı ve engellilerin haklara erişimlerini sağlayacak sosyal destek mekanizmalarının kurulması ve acilen işler hale getirilmesi,
– Mülteci çocuk ve gençlerin anadilde eğitim de dahil eğitim hakkına erişiminin sağlanması, çocuk işçiliğinin önlenmesi,
- Kız çocuklarının eğitime erişimlerinin kolaylaştırılması, erken yaşta evlendirilmelerinin önlenmesi için tedbirler alınması,
– Anne ve çocuk ölümlerindeki ciddi tablo da göz önünde bulundurularak, özellikle anne, çocuk, yaşlı ve kronik hastalığı olanların sağlık ve bakım hizmetlerine tam erişiminin sağlanması,
– Kayıt dışı çalışmanın yarattığı ağır sömürünün önlenmesi için çalışma izni uygulamasının kolaylaştırılması– Medyada ve siyasette daha da öne çıkan ve ırkçı saldırıları motive eden mültecilerle ilgili ayrımcı söylemlerden vazgeçilmesi, önleyici tedbir alınması,
– Nefret saldırılarının durdurulması, karşımıza çıkan cezasızlık uygulamasına son verilmesi
– 1951 Cenevre sözleşmesine 1967 de konulan coğrafi çekincenin kaldırılması, ülke içinde ve dışında serbest dolaşım ve yerleşim hakkının sağlanması,
– AB- Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması ve mültecilik hakkına tehdit oluşturan tüm ikili anlaşmaların geri çekilmesi, Frontex uygulamasının denetlenmesi ve yakın izlemeye alınması,
– Sınırlar açılarak insan kaçakçılığının önlenmesi,
– Mültecileri sınırdan geçmek için yasadışı- tehlikeli yollara sevk eden politika ve söylemlerden vazgeçilmesi,
– BMMYK’nın uluslararası koruma başvuruları konusunda Türkiye’de yeniden aktif faaliyet göstermesi,
– Göç İdaresinin uluslararası koruma ve ikamet başvurularının alınması başta olmak üzere mültecilerin taleplerini karşılayacak güven verici, keyfiyetten uzak, mültecilerin erişimini kolaylaştıran bir sistem kurması
– Suriyelilere uluslararası koruma başvurusunda bulunma yolunun açılması
– Sınırdışı ve Geri İtme gibi “Geri Gönderme Yasağı”na aykırı uygulamaların durdurulması,
– Geri Gönderme Merkezlerinde( GGM) insani tutulma koşullarının sağlanmasından öte, idari gözetim uygulaması ve mültecilerin bu merkezlerde tutulmasına son verilmesi, GGM’lerin kapatılması,
– Eğitim, sağlık, barınma ve çalışma gibi temel haklar bakımından vatandaşlarla eşit hakların sağlanması,
– Kadın ve çocuklara yönelik istismar ve şiddeti önleyici, kadın ve çocukları koruyucu etkin mekanizmaların hayata geçirilmesi,
– Dil ve maddi imkan sorunları da gözetilerek adalete erişim ve hukukun korumasından yararlanma konusunda eşitlik ve yeterli imkân sağlanması
– Mültecilere kendi dillerinde ücretsiz hizmet sunacak, kolay ulaşılabilir resmi danışma merkezlerinin kurulması,
– Mültecilere dair politikalar belirlenirken, mültecilerin ve alanda çalışan sivil örgütlerin görüş ve önerilerinin etkin değerlendirilmesi,
– Uzun süre Türkiye’de yaşayan ve geri dönmesi savaş ve sonraya etkilerinin neden olduğu koşullar çerçevesinde mümkün görünmeyen mültecilere vatandaşlık verilmesi...”