Bursa, Dersim ve Urfa'da baro yöneticileri ve avukatlar, AYM'nin Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına uymayan Yargıtay 3. Dairesi olmak üzere, Anayasal düzene karşı suç işleyen tüm yargı mensupları hakkında gerekli soruşturmalar başlatılması çağrısı yaptı.
Dersim Barosu’nun çağrısıyla Sanat Sokağı’nda yapılan açıklamaya Emek ve Demokrasi Platformunun bileşenleri de katıldı.
Açıklamada konuşan Dersim Barosu başkan yardımcısı Avukat Çağla Yolaşan, Toplumun adalet duygusunun bu denli zedelenmiş olmasını “vahim” olarak niteleyerek ilgililer hakkında hukuki süreç başlatılması amacıyla gerekli başvuruları yapacaklarını söyledi.
AİHM kararlarını tanımamayla başlayan sürecin, bugün artık AYM kararının da tanınmaması, hatta AYM yargıçları hakkında suç duyurusunda bulunulması noktasına geldiğini söyleyen Yolaşan “Bugün gelinen noktada Türkiye'de hiçbir vatandaş için hukuki güvenlik hakkından da belirlilik ilkesinin varlığından da söz edilemez” dedi.
Bursa Barosu üyeleri Adalet Sarayı önünde yaptığı eylemde basın açıklaması Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Aslı Evke Yetkin yaptı.
Anayasanın 153. maddesi gereği AYM kararlarının kesin olduğunu, yasama, yürütme, yargı organlarını bağladığını ve uyulmasının zorunlu olduğunun altını çizen Av. Aslı Evke Yetkin AYM kararlarını değerlendirmenin, uyulup uyulmamasına karar vermenin, AYM'nin görev sınırlarını belirlemenin, Yargıtay'a verilmiş anayasal bir yetki olmadığına vurgu yaptı.
Evke Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Anayasa'dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kendi kendine yaratıp, üstelik 13. ACM'nin yerine geçerek Anayasayı eylemli olarak ilga ettiğini, yetki ve görev gaspında bulunarak, aslında "yok hükmünde" bir kararla Anayasayı ihlal suçunu işlediğini ifade etti.
Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi, Baro Hizmet Binası önünde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel, “Türkiye uzun süredir hukuk devleti kimliğini kaybetmiştir. Son verilen kararla kanun devleti vasfı da yitirilmiştir” dedi.
Yargıtay'ın kararının siyasi bir karar olduğunu dile getiren Öncel, “Devlet müdahaleciliğinin muhalif aktörleri ortadan kaldıran ve her kesime ilişkin kaynağı kendi elinde toplama, herkese kendi çıkarlarını benimsetme amacıyla yargıya yapılan müdahaleyle muhalefetin sindirilmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay için verdiği kararın açık olduğunun altını çizen Öncel şöyle devam etti:
“Can Atalay nezdinde, AİHM kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş’ın halen tutuklu bulunması, Gültan Kışanak’ın 25 Ekim 2023’te tahliye edilmemesi, Cumartesi Anneleri hakkında verilen anayasa kararlarının uygulanmamasıyla yargı cebri kullanılarak düzen yerle yeksan edilmiştir. Ve yine hukuka aykırı şekilde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Osman Kavala, Figen Yüksekdağ, Selçuk Kozağaçlı ve ismini sayamadığımız nice siyasi tutuklunun serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”