SES, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçesine ilişkin raporunu açıkladı.
Raporda şunlar vurgulandı:
“Bakanlık ihtiyaç sahibi sayılarını uzun vadede azaltacak herhangi bir sosyal politika üretmediği için sadece ihtiyaç belirlendikten sonra kısa süreli fayda yaratıp, kendine bağımlı şekilde yaşamak zorunda kalan kişi sayısını arttırmaktadır”
Raporda, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen teklife göre bakanlığa ayrılacak ödeneğin 149 milyar 868 milyon TL olduğu belirtildi. Bakanlığın bütçesinde dikkat çeken artışın sebebi olarak seçim için araçsallaştırılan “Yoksullukla Mücadele Ve Sosyal Dayanışma” adı altında sosyal yardımlara ayrılan pay olduğu vurgulandı, söz konusu bütçeye 91 milyar 582 milyon TL ayrıldığı kaydedildi.
Şiddete karşı mücadele mekanizmaları olağan zamanlarda dahi ihtiyaçları karşılamazken, kadına yönelik şiddetin arttığı günümüz koşullarında sığınak sayılarının yetersizliğinden personel eksikliğine kadar çok ciddi sorunların yaşandığı belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Fonksiyonel bütçeden program bütçeye geçilmesiyle birlikte bütçenin ne kadarını sığınaklar, ŞÖMİN’ler, 6284 kapsamında barınma ve kreş desteği için ayrıldığı belirsizliğini koruyor. Bakanlığın 2022 programında belirtilen ‘Şiddetin Önlenmesi ve İzlenmesi’ne yönelik hizmetler için 2021 yılında ayrılan 128 milyon 885 bin liralık ödeneğinin yarısının bile kullanılmaması, iktidarın şiddetle mücadeledeki ikiyüzlülüğünü ve ideolojik tercihini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.”
SES tarafından 2023 bütçesine ilişkin dile getirilen taleplerden bazıları ise şu şekilde:
“Bütçe, halkın ve emekçilerin örgütlerinin de katılımı ile yapılmalıdır.
Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı, bu bakanlıkların ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır.
Sosyal hizmet alanlarındaki politikalar, sorunları çözmeye odaklı, iktidarın siyasi çıkarlarından arındırılmış, kapsamlı olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlamalarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaca göre bütçe ayrılmalıdır.
Sosyal yardımlarda bir bağımlılık ilişkisi yaratma ve rant-siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır. Yardım alan vatandaşlara şantaj, tehdit gibi söylem ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Ülkemizde bulunan göçmen, mülteci ve sığınmacılara yönelik ayrıca sosyal politikalar geliştirilmeli ve daha insani yaşam koşullarını sağlayacak şekilde yeterli bütçe ayrılmalıdır.
Ülkemizde büyük bir sorun haline gelen uyuşturucu vb. madde kullanımının artması, özellikle bunların küçük yaştaki çocuklara kadar inmiş olmasına yönelik gerekli tüm tedbirlerin alınması ve buna dair önleyici politikaların geliştirilmesi.
Kadına ve çocuğa yönelik şiddete ilişkin önlemlerin alınması için yeterli bütçe ayrılmalıdır.
İşkolundaki tüm emekçiler için emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret olmalıdır. Eğitim durumu, hizmet yılı, yapılan işin niteliği, riski, sosyal hizmet tazminatı vb. kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlenmelidir.
Bütçede personel ödemelerinde personel açığı düşünülerek, kadrolu ve güvenceli istihdamla personel açığının hızlı bir şekilde giderilmesi için ödenek artırılmalıdır. ASDEP, ek ders, sözleşmeli vb. adlar altında çalışma biçimleri kaldırılarak işkolu emekçilerinin güvenceli, kadrolu çalışması sağlanmalıdır.”